Page 12 - İslam Kültür ve Medeniyeti 3. Ünite
P. 12

III. ÜNİTE
                                                             İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT



             Îsâr: Îsâr, şefkat ve merhametten kaynaklanan bir duygudur. İhtiyaç içinde olsa dahi karde-
          şini kendine tercih etme anlayışıdır. Geniş anlamda cömertlik ve diğerkâmlık demektir. İnsanın
          elindeki kaynak ve imkânları başkalarının yararına kullanmasıdır.
             Hz. Peygamber (s.a.v.), insanların en cömertiydi. Temel ihtiyacından fazlasını daima muh-
          taçlara dağıtırdı. O, cimrilikten sakınılması gerektiğini çünkü cimriliğin helak edici olduğunu
          ifade etmiştir.  Başkasını düşünmeyen, yalnızca kendini değerli gören, kendi menfaatini önce-
                       52
          leyen bireyciliğin ve cimriliğin, insan tabiatına aykırı olduğunu bildirmiştir.
             3.3. İnsan-Toplum İlişkisi

             Kurumlaşma ferdin şahsiyet kazanması ve toplum dayanışması için önemlidir. İslam Mede-
          niyeti, insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda özgün kurumlar oluşturmuş-
          tur. Bu sosyal kurumlardan bazıları mescit, vakıf, fütüvvet ve Ahilik’tir.


                     BİLGİ NOTU

              “Cahiliye Dönem’i’nde, aralarında baba tarafından kan bağı bulunan akrabanın oluşturduğu toplulu-
           ğa “asabe”, bu topluluğun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve herhangi bir dış tehlikeye karşı koymak
           veya saldırıda bulunmak söz konusu olduğunda bütün topluluk üyelerinin harekete geçmesini sağlayan
           birlik ve dayanışma ruhuna da “asabiyet” denilmekteydi. Asabiye, bugün anlaşıldığı manadaki ırkçılığa
           göre daha dar çerçeveli ve kabilevi bir karakter arz etmektedir.
              Düzenli bir siyasi birlikten ve hukuki yapıdan mahrum olan Cahiliye Dönem’i’nde, bir kabilenin veya
           kabileden bir kişinin başka kabile tarafından -hangi sebeple olursa olsun- tecavüze uğramasını önle-
           yen veya herhangi bir tecavüzün vukuu hâlinde, bunun doğurduğu maddi ve manevi zararın telafisini
           sağlamaya sevk eden en önemli ve tesirli amil asabiyet kanunu idi. Saldırıya maruz kalan tarafın kendi
           kabilesini yardıma çağırması hâlinde bütün kabilenin galeyana gelerek bu çağrı uyarınca hareket etmesi
           asabiyet kanununun kaçınılmaz bir gereği idi ki Cahiliye Dönem’i’nde ardı arası kesilmeyen kabileler arası
           savaşların temelinde bu kanun vardı.
              Kur’an’da bu zihniyetin temelini teşkil eden soy üstünlüğü, kabilecilik ve kavmiyet davalarının tümüy-
           le reddedildiği, samimi dindarlık ve ahlaki hassasiyet demek olan takva dışında bir üstünlük sebebi gö-
           rülmediği, gruplar arasında baş gösterebilecek çekişmeleri -asabiyet gayretiyle daha da arttırmak yerine-
           öncelikle adalet ve hakkaniyete dayanan uzlaşma yoluna gitme ve her durumda haksız tarafın karşısında
           olma vecibesinin getirildiği açıkça görülmektedir.”
                                                                Mustafa Çağırıcı, “Asabiyet,” DİA, C 3,  s. 453-455.




             Aile: Yeryüzünde ilk aile Hz. Âdem (a.s.) ve Havva tarafından kurulmuştur. Aile, medeniyet-
          lerin gelişmesinde ve varlığını korumasında belirleyici olan kurumdur. İslam toplumunun temel
          taşı ve sosyal hayatın çekirdeğidir.

             İslam toplumunda aile birliğine büyük önem verilir. Ailenin tarafları olan erkek ve kadın
          birbirinin destekçisi, koruyucusu  ve huzur kaynağıdır. Aile yuvası sevgi, şefkat ve merhamet
                                         53
          üzerine kurulur. Kur’an ve hadislerde evlilik tavsiye ve teşvik edilir.  Hz. Peygamber (s.a.v), İs-
                                                                          54
          lamî bir yaşantının hâkim olduğu ailelerin kurulmasını ve ümmetinin sayıca artmasını istemiş,
          hesap gününde ümmetinin çokluğuyla övüneceğini ifade etmiştir.
                                                                         55
          52 bk. Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3; Müslim, Zekât 66-68, 97, Fezâil 57-58.
          53 bk. Tevbe Suresi, 71.ayet.
          54 bk. Rûm suresi, 21. ayet; Nahl suresi, 72. ayet; Nûr suresi, 32. ayet; Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5.
          55 bk. İbn Mâce, Nikâh 1.

                                                      49
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17