Page 23 - Tefsir Okumaları 4. Ünite
P. 23

4. ÜNİTE



                  İyiliği emretmenin hükmü, emredilen marufa bağlıdır. Emredilecek olan maruf vacip ise

           bunu emretmek vacip; mendub ise bunu emretmek menduptur. Münkeri men etmenin hükmü ise
           hangi  münker  olursa  olsun  vaciptir.

                  İnsanları kötülükten men ederken, önce nasihat ve tavsiye, bu fayda vermezse zorlama
           yolu  seçilir.


                  Bütün müminler (kendisi günahkâr olsa bile) kötülüğe engel olmakla mükelleftir. Ama kötü-
           lüğe  engel  olmak  için  savaş  kararı  alma  yetkisi  devlet  başkanına  aittir.

                  İnsanları hayra davet edecek kişi, nefsini sabra alıştırmalı, mâsiva (Allah’tan başka herşey)

           ile  alakayı  azaltmalı  ve  insanlardan  bir  şey  beklememelidir.

                  Gerçek anlamda hayra çağıranlar, tasavvuf uluları ve maneviyat pirleridir.

                  Tefsir:


                  Davet mükellefiyetinin ümmetin bir kısmına ait olmasına rağmen, hitabın tüm ümmete yö-
           neltilmesi, bu davetin farz-ı kifâye olduğunu belirtmek içindir. Müslümanlardan bazıları bu vazifeyi
           yerine getirince diğerlerinden sorumluluk düşer. Bu vazifeyi hiç kimse yerine getirmezse bütün
           Müslümanlar günahkar olur. Dâvet sorumluluğunun ümmetin bazı fertlerine ait olmasının bir se-
           bebi de, bu dâvetin, ancak âlimlerin üstlenebileceği kadar büyük ve önemli bir iş olmasıdır.


                  “Sizden” anlamını veren “min” harf-i cerrinin teb’îdiyye (kısmilik) değil de beyan (açıklama)
           için olması hâlinde; “Hayra çağıran bir bir ümmet” ifadesi, davetin farz-ı ayn olmasını gerektirmez.
           Çünkü, herkesi muhatap alan cihat emri bile farz-ı kifâyedir.


                  Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “İnsanlar bir münker gördüklerinde onu değiştir-
           meye  çalışmazlarsa,  Allah’ın  (c.c.)  hepsini  birden  azaba  uğratması  çok  yakın,  demektir.”

                  İnsanları  hayra  davet  hususunda  gevşek  davranma  hastalığından  kurtulmak  için  nefsi
           sabra alıştırmak, mâsiva (Allah’tan başka her şey)  ile alakayı azaltmak ve insanlardan bir şey

           beklememek  gerekmektedir.

                  Hz.  Peygamber  (s.a.v.)  şöyle  buyurmuştur:  “Bir  şehirde  ameli  peygamberlerin  ameline
           benzer on sekiz bin kişi olduğu hâlde, tüm şehir azaba uğramıştır.” Ashâb-ı Kirâm “Nasıl olur yâ

           Resulullah?” diye sorunca Hz. Peygamber cevaben: “Bunlar Allah için kızmaz, marufu emredip
           münkeri  men  etmezlerdi.”  buyurmuştur.

                  Mârûfu emretmenin gereklilik derecesi, emredilen marufa bağlıdır: Emredilecek olan maruf
           vacip  ise  bunu  emretmek  de  vacip,  mendub  ise  bunu  emretmek  de  menduptur.


                  Münkeri menetmek ise hangi münker olursa olsun vaciptir. Çünkü bütün münkerler çirkin
           oldukları  için  bunların  hepsini  hem  terk  etmek  hem  de  onlardan  menetmek  vaciptir.






                                                           209
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28