Page 21 - Tefsir Okumaları 4. Ünite
P. 21
4. ÜNİTE
Böylelikle yüce Allah (c.c.), müminler ve münafıklar arasındaki farkın, marufu (iyiliği)
emredip münkerden (kötülükten) alıkoymak olduğunu bildirmektedir.
İyiliği emretme işini öncelikle devlet başkanı (ve onun görevlendirdiği diğer devlet yetkilileri)
yerine getirmelidir. Çünkü hadlerin uygulanma yetkisi ona aittir, tazir de onun görüşüne göre
yapılır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “O müminler öyle kimselerdir ki kendilerine
yeryüzünde bir imkân ve iktidar verirsek, onlar namazlarını dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler,
iyiliği emreder, münkerden alıkoyarlar.” (Hac suresi, 41. ayet)
İbn Abdi’l-Berr’in naklettiğine göre; münkeri engellediği için bir eziyete maruz kalmayacaksa,
kınanacağını bilse bile, her müminin münkeri değiştirmeye gayret etmesinin vacip olduğu
hususunda âlimler icma etmişlerdir.
Hadis imamları Ebû Said el-Hudrî’nin şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Resulullah’ı
(s.a.v.) şöyle buyururken dinledim. “Sizden bir münker gören, onu eliyle değiştirsin, gücü yetmezse
diliyle, gücü yetmezse kalbiyle (o kötülüğü kınasın). Bu ise imanın en zayıf hâlidir.”
Münkeri güç kullanarak değiştirmek, yöneticilere; dil ile değiştirmek ilim adamlarına; kalp
ile değiştirmek ise sıradan Müslümanlara ait bir görevdir.
İlim adamları şöyle demişlerdir: “Bir kimsenin canına yahut malına saldıran kimseyi,
engellemesi caizdir. Bundan dolayı kişiye bir sorumluluk yoktur.”
Yüce Allah’ın (c.c.): “İçinizden” buyruğunda yer alan, ‘den’ ifadesiyle ilgili iki görüş vardır:
1.Buradaki ‘den’ teb’îd (kısmilik bildirmek) içindir. Yani, iyiliği emredecek olanların ilim
adamı olmaları gerekmektedir. Çünkü bütün insanlar ilim adamı değildir.
2. Cinsi beyan etmek içindir. O takdirde: “Hepiniz böyle olunuz,” demek olur.
Birinci görüş daha sahihtir. Çünkü birinci görüş, mârufu emredip, münkerden alıkoymanın
farz-ı kifâye olduğuna delildir. Şanı yüce Allah da (c.c.) bunların kimliklerini: “Onlar ki yeryüzünde
kendilerine imkân ve iktidar verdiğimiz takdirde namazı dosdoğru kılarlar...” ayetinde ifade
22
etmektedir. Bütün insanlar ise bu şekilde bir imkâna mazhar kılınmamışlardır. 23
ÖĞRENELİM-DÜŞÜNELİM
Aşağıdaki ayetlerde müminlerle münafıkları birbirinden ayıran temel özelliklerinden
birinin ‘marufu emredip münkerden alıkoyma’ olduğu belirtiliyor. Bu hususa Kur’an-ı Ke-
rim’de bu kadar güçlü bir vurgu yapılmış olmasının sebepleri üzerinde düşününüz.
“Münafık erkeklerle münafık kadınlar “Mü’min erkeklerle mümin kadınlar,
birbirlerindendirler. Onlar münkeri emreder, birbirlerinin velisidirler. Bunlar da iyiliği
maruftan alıkoyarlar.” emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışır-
lar.”
(Tevbe suresi 7.ayet)
(Tevbe suresi, 71.ayet)
22 Hac suresi, 41.ayet.
23 Kurtubî, el-Camî li Ahkami’l Kur’an, (C 4, s.319-320’den düzenlenmiştir.)
207