Page 20 - Tefsir Okumaları 4. Ünite
P. 20

ÖRNEK TEFSİR METİNLERİ





        başlayan müellif, burada devrin önde gelen âlimlerinden dersler aldı. Daha sonra o bölgenin farklı
        şehirlerini dolaşarak ilim tahsiline devam etti.


               Kurtubî, ilmî çalışmalarında özellikle tefsir, hadis, kıraat ve fıkıh alanlarında yoğunlaşmış
        ve bu alanlarda önemli eserler ortaya koymuştur. Eserlerinde, başta Mu‘tezile olmak üzere İmâ-
        miyye, Râfiziyye, Kerrâmiyye gibi fırkaları eleştirerek onlara karşı ehl-i sünneti savunmuştur. Ken-

        disi Malikî mezhebine mensup olmakla birlikte mezhep taassubundan uzak bir yaklaşımla, diğer
        ehl-i sünnet mezheplerine de saygılı bir ilmî tavır ortaya koymuştur.

               Mütevazı  kişiliğiyle  tanınan  ve  zühd  hayatına  önem  veren  Kurtubî,  1273’te  Münyetü
        Benî Hasîb’de vefat etmiş ve burada defnedilmiştir. Kabri, 1971 yılında onun adına inşa edilen

        camideki  türbesine  nakledilmiş  olup  halen  ziyarete  açık  bulunmaktadır.    20

               El-Câmi li-Ahkâmi’l-Kur’an / Âl-İ İmrân suresi, 104. ayet

               İmam  Kurtubî’nin,  el-Câmi  li-Ahkâmi’l-Kur’an  adlı  eserinde  bu  ayet  tefsir  edilirken  şu

        hususların  ön  plana  çıktığını  söyleyebiliriz:

               Müfessir,

               Bu  ayeti,  hem  konuyla  ilgili  ayet  ve  hadisler,  hem  de  Arapça  dil  bilgisi  kurallarından
        faydalanarak  tefsir  etmiş  ve  ayetten  çıkarılabilecek  fıkhî  hükümleri  ortaya  koymuştur.


               İyiliği emretme işinin öncelikle, devletin her türlü imkânına sahip ve yönetme sorumluluğu
        kendisinde olan devlet başkanına ait olduğunu ifade etmiş, bu görüşünü de Hac suresi 41. ayete
        dayandırmıştır.


               İbn Abdi’l-Berr’in naklettiği rivayete göre, kötülüğü engellemeye çalışmanın – eziyete maruz
        kalmayacaksa– her bir mümin üzerine vacip olduğu konusunda icma bulunduğunu belirtmiştir.

               Bir kimsenin,  malına yahut canına kast eden kişiyi engellemeye çalışmanın caiz olduğunu
        söylemiştir.


               Ayette geçen ‘minküm’ ifadesindeki ‘min’ harf-i cerrinin anlamıyla ilgili iki görüşün olduğunu
        belirtmiş; fakat teb’id (kısmilik) ifade ettiği görüşünün daha doğru olduğunu ifade etmiştir. Buna
        göre  emr-i  bi’l-maruf  nehy-i  ani’l-münker  vazifesinin  farz-ı  kifâye  olduğunu  ortaya  koymuştur.

               Tefsir:


               Allah Teâlâ (c.c.), Tevbe suresi 67.ayette şöyle buyurmuştur: “Münafık erkeklerle münafık
        kadınlar birbirlerindendirler. Onlar münkeri emreder, maruftan alıkoyarlar.”  Başka bir ayette
        de: “Mü’min erkeklerle mümin kadınlar, birbirlerinin velisidirler. Bunlar da iyiliği emreder,
        kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar.”  buyrulmaktadır.
                                                  21
        20   DİA. ‘KURTUBÎ, Muhammed b. Ahmed’ mad. C 26, s. 455.
        21   Tevbe suresi, 71. ayet.



                                                           206
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25