Page 28 - Tefsir Okumaları 4. Ünite
P. 28

ÖRNEK TEFSİR METİNLERİ



               Tefsir-i Kebir / Âl-i İmrân suresi 104. ayet :


               Fahreddin Râzî’nin Mefatihu’l- Gayb adlı eserinde bu ayetin tefsirinde şu hususlar ön plana
        çıkmaktadır:

               Müfessir,

               •  Ayeti,  öncelikle  Arapça  dil  kuralları  açısından  incelemiş,  bu  konudaki  farklı  görüşleri

        aktarmıştır.  Mesela;  ayette  geçen  ‘minküm’  ifadesindeki  ‘min’  harf-i  cerrinin  hangi  anlamda
        kullanıldığına dair görüşleri ayrıntılı olarak ortaya koymuş, sonra da bunlar içerisinden tercih ettiği
        görüşü ifade etmiştir. Ona göre, ayetteki ‘min’ harf-i cerri, ‘teb’id’ (kısmilik) ifade eder. Bundan

        dolayı, ‘iyiliği emredip kötülükten men etmek’, bütün ümmete vacip olduğu hâlde, toplumda bu
        vazifeyi  ifa  eden  bir  topluluk  varsa  diğer  Müslümanlardan  bu  sorumluluk  düşer.

               •  Ayette  geçen  “hayra  davet,  ma’rufu  (iyiyi)  emretme  ve  münkeri  (kötüyü)  nehyetme”
        ifadelerinin arasındaki atıf vav’ından dolayı, bu üç hususun birbirinden ayrı şeyler olduğunu ifade

        etmiştir. Bu durumda Allah (c.c.) Teâlâ önce cinsi (hayra davet), sonra da onun iki türünü (iyiliği
        emir,  kötülükten  nehy)  zikretmiştir.

               •  Ayetin  sonundaki  ‘İşte  bunlar,  kurtuluşa  erenlerin  ta  kendileridir’  cümlesiyle  ilgili,  iki
        görüşün olduğunu söylemiştir. Bu görüşlerden biri; ‘fâsıklar, emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l münker

        yapamazlar’  şeklinde  iken,  diğer  görüş,  ‘fâsıkların  da  bu  işi  yapabilecekleri’  yönündedir.

               Tefsir:

               Bu  ayetin  tefsirinde  iki  önemi  husus  vardır.  Bunların  birincisi  “ayette  geçen  ‘min’  harf-i
        cerrinin hangi manaya delalet ettiği”; ikincisi ise “Hayra davet, iyiliği emir ve kötülükten nehyin

        mahiyeti”dir.

               1. Husus: Ayetteki (minküm) ifadesinin tefsiri.

               Bu konuda iki görüş vardır:


               A) Ayetteki, (min) harf-i cerri, teb’îd (kısmilik) içindir. Bu görüşe göre ayetin manası; “Sizden
        hayra davet eden, iyiliği emr, kötülüğü nehyeden bir topluluk olsun.” Bu görüşü benimseyenler, bu
        harf-i cerrin ayete kattığı anlamın şu iki husus olabileceğini söylemişlerdir:

               1. Toplum içindeki, kadınlar, hastalar ve engelliler gibi, tebliğ yapmaya gücü yetmeyen

        kimseler bu sorumluluktan muaftır. Zira Allah (c.c.) kişiye takatinin üstünde bir yük yüklemez.

               2. Bu mükellefiyet, sadece din âlimleri içindir. Zira herkesçe malumdur ki; bu sorumluluğu
        ancak hayrın, marufun ve münkerin ne olduğunu bilenler; yani âlimler yerine getirebilir. Âlimler ise

        toplumun bir kısmını teşkil ederler.

               B) Buradaki (min) harf-i cerri, teb’id (kısmilik) değil; tebyin (açıklama) içindir. Bu görüşe
        göre ayetin manası; “Siz hayra davet eden, iyiliği emr, kötülüğü nehyeden bir topluluk olunuz.”
        şeklindedir.

                                                           214
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33