Page 31 - Tefsir Okumaları 4. Ünite
P. 31

4. ÜNİTE



           ne şartlarında sağlığı iyice bozulan Seyyid Kutub cezasının on yıllık kısmını çektikten sonra Mayıs

           1964’te tahliye edildi. Hapisten çıkınca çok tartışılan kitabı Meâlim fi’t-Tarîķ’ı yazdı. Bu eserinde
           savunduğu görüşleri ve kapatılmış olan İhvân-ı Müslimîn’i yeniden canlandırma faaliyetlerine ka-
           tılması suçlamasıyla 9 Ağustos 1965’te tekrar tutuklandı. Uzun süren yargılama sonunda idam
           cezasına çarptırıldı ve 29 Ağustos 1966’da cezası infaz edildi. Cesedi bilinmeyen bir yere gömül-

           dü. İdamı bütün İslam dünyasında tepkiyle karşılandı.    30

                  Seyyid Kutub, İhvan-ı Müslimîn’in fikrî ve ideolojik temellerinin oluşmasında önemli bir rol
           oynadı.  Fikirleri  dünyanın  farklı  bölgelerindeki  İslami  hareketleri  de  etkileyen  Seyyid  Kutub’un
           eserleri  birçok  dilde  basılarak  okunmaya  devam  etmektedir.


                   Fî Zilâli’l-Kur’an / Âl-İ İmrân Suresi 104.ayet :

                  Seyyid Kutub’un  Fî Zilâli’l-Kur’an adlı eserinde bu ayetin tefsirinde şu hususların ön plana
           çıktığını  söyleyebiliriz:


                  Müfessir,

                  Ayeti yorumlarken meselenin daha çok,  içtimai boyutunu ele almış ve ayeti Müslümanların
           karşı  karşıya  olduğu  problemler  açısından  yorumlamıştır.

                  Ayette  geçen  ‘hayra  davet’in  bütün  Müslümanlar  tarafından  yapılabileceğini  ama  ‘iyiliği

           emir’ ve ‘kötülükten nehy’ işinin ancak bir otorite tarafından yapılabileceğini vurgulamış, böyle bir
           otoritenin  tesis  edilmesinin  Müslümanlar  açısından  bir  zorunluluk  olduğunu  belirtmiştir.

                  İyiliği  emretme  ve  kötülükten  men  etme  sorumluluğu  yerine  getirilirken  karşılaşılacak
           zorluklar  ve  engellerden  bahsetmiştir.


                  İslam’ın bütün değerleriyle yaşandığı bir toplumun oluşturulması gerektiğini belirtmiştir.

                  Toplumda “hayra davet eden, iyiliği emredip kötülüğü nehyeden bir cemaat”in bulunması
           gerektiğini zikretmiş, böyle bir cemaatin bulunmasının topluma yapacağı olumlu katkılardan bah-

           setmiştir.

                  Tefsir:

                    Bu ayete göre, yeryüzünde, hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden bir otorite-
           nin bulunması kaçınılmazdır. Çünkü ayette hayra “davet” söz konusu edildiği gibi, iyiliği “emr” ve

           kötülüğü “nehy” etmek de söz konusu edilmiştir. Bilindiği gibi “davet” otorite olmadan da yerine
           getirilebildiği hâlde, “emir” ve “nehiy” ancak bir otorite ile mümkündür.

                  Müminleri bir araya getirip onları iman kardeşliği bağıyla birbirine bağlayan bir otorite...

           Allah’ın razı olacağı bir hayat nizamının gerçekleşmesi için zaruri olan ve birbirinden ayrılmayan
           hayra “davet” ve şerden “nehy” esası üzerine kurulu bir otorite… Allah Teâlâ (c.c.) şöyle buyuruyor:



           30   DİA, ‘SEYYİD KUTUB’ mad. C 37, s. 64-68.

                                                           217
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36