Page 14 - Tefsir 2. Ünite
P. 14

TEFSİR                                                                               2. ÜNİTE


                                              3.6. İ‘câzu’l-Kur’an

                                            İ’câz,  sözlükte  aciz  bırakmak  demektir.  Terim  olarak  ise  in-
                                          sanların Kur’an’ın benzerini getirmekten aciz kalmasıdır. Mucize
                                          kelimesi de i’câz ile aynı kökten olup ‘aciz bırakan şey’ anlamı-
                                          na gelir. Bu anlamda Kur’an-ı Kerim Hz. Peygamber’in en büyük
                   NOT EDELİM             mucizesidir.

              Kur’an hakkında kullandı-     Kur’an-ı Kerim, Arap lisanının mesel, yemin, kıssa gibi bütün
            ğımız i‘câz ile îcâz arasındaki   dil  özelliklerini  kullanmakla  birlikte,  kendine  özgü  ifade  tarzı
            fark şöyledir: Birincisi (i‘câz),   çok  farklıdır.  Kur’an’ın  meydan  okumasına  rağmen  aynı  dili
            bir şeyin benzerini yapma-    kullananlar  onun  benzerini  asla  getirememişlerdir.  Müşrikler,
            da veya bir sözün benzerini   Kur’an’ı  kendilerine  okuyan  Peygamberimizin  risaletini  kabul
            söylemede herkesi susturma,    etmemişlerdir.  Fakat,  Kur’an’ın  verdiği  bilgi  ve  okunuşundaki
            acze düşürme, güçsüzleştir-   ses fonetiğinin cazibesine kapılarak gizlice onu dinlemekten de
            me, bir şeyi yapamaz hale ge-  kendilerini alamamışlardır.
            tirmedir.                       Kur’an’ın nazil olduğu gün gibi hiç değişmemesi ve yaklaşık
           (İsra suresi, 88. ayet; Hud suresi, 13.   yirmi  üç  yılda  parça  parça  inmesine  rağmen  ayet  ve  sureleri
           ayet;  Yunus suresi, 38. ayet; Bakara   arasındaki mükemmel ahenk pek etkileyicidir. Benzerini getir-
           suresi 23-24. ayetler)
                                          mekten aciz kalanlar, onun nurunu söndürmek istemişler ama
              İkincisi (îcâz) ise kısaltma,   başaramamışlardır: “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) sön-
            özetleme  anlamlarına  gelir.  dürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nu-
            Îcâz, edebiyatta, az sözle çok                       29
            şey anlatma sanatıdır. Kur’an’da   runu tamamlayacaktır.”
            en çok karşımıza çıkan edebi    Kur’an’ın okundukça anlam ve konu içeriğinin zenginleşme-
            sanatlardan birisidir.        si ve her yönüyle daima taze kalması dikkat çekicidir. Kur’an’da
                                          ayet ve surelerin alışılagelen nesir ve nazım şeklinden ayrı, ken-
                                          dine has bir şekilde dizilişi, okunuşu ve konuyu işleyiş tarzıyla
                                          muhataplarını kendine hayran bırakmaktadır.

                                            Kur’an, kendisinin ilahi kaynaklı bir kitap olduğuna karşı çı-
                                          kanlara meydan okuyarak onlardan, bir benzerini ortaya koyma-
                  BİLGİ KUTUSU            larını istemiştir. Bununla ilgili olarak önce İsrâ suresi, 88. ayet,
                                          'İnsanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere top-
               Mucizenin iki hedefi vardır.   lansalar ve birbirlerine de destek olsalar bile onun benzerini ge-
            Birincisi,  peygamberlerin    tiremeyeceklerini’ ilan etmiştir. Müşrikler ‘Kur’an’ı Muhammed
            risaletini ispat etmek, ikincisi,   uydurdu’ şeklinde iddialarını devam ettirince, bu defa Hud sure-
            insanların hidayetine vesile   si, 13. ayette, "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun
            olmaktır.                     benzeri  on  sure  getirin  ve  Allah'tan  başka,  çağırabileceğiniz
               İnsan mucize karşısında üç   kim varsa onları da yardıma çağırın.” diye meydan okumuştur.
            şekilde acze düşer:           Yunus suresi, 38. ayette ise güçleri yetiyorsa Kur’an surelerinin
               1. Aynısını yapamaz.       benzeri  sadece  bir  sure  ortaya  koymaları  istenmiştir.  Elbette
               2. Yalanlayamaz.           buna da güçleri yetmemiştir. En sonunda Bakara suresi, 23-24.
               3. Karşı koyamaz.          ayetler kesin hükmü şöyle vermiştir: “Eğer kulumuza indirdiği-
                                          miz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir
                                          sure getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka
                                          şahitlerinizi de yardıma çağırın. Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir
                                          zaman yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan
                                          ateşten sakının. O ateş kafirler için hazırlanmıştır.” Tarih bo-
                                          yunca bu meydan okumaya bir karşılık verilememiştir.

                                          29 Tevbe suresi, 32. ayet.
            44
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19