Page 8 - Tefsir 1. Ünite
P. 8
TEFSİR 1. ÜNİTE
َ
َ ْ َ
ayetini [ ِهي۪ف تيز ل ] şeklinde okumuştu. Bu durumda doğru ve
28
kolay okumayı sağlayacak bazı işaretleri Kur’an’a koymak gereki-
yordu. İşte bunu ilk düşünen Basra Valisi Ziyâd b. Sü meyye (ö. 673)
olmuş tur. O, devrin dilbilimcisi Ebü’l-Esved ed-Düeli’den (ö. 688)
bir sis tem geliştirmesini istedi. Baş langıçta bu teklifi kabul etme-
yen ed-Düelî, bir şahsın Tevbe 3. ayetteki bir kelimenin harekesini
yanlış okuduğuna şahid olunca kararından vazgeçerek teklifi kabul
etti. Düelî yanına bir kâtip alarak işe koyuldu. Düelî, ayetleri ya-
vaş yavaş okuyor kâtip de farklı bir renkle fetha için harfin üs tüne,
kesre için altına, ötre için de önüne bir nokta koyuyordu. Tamam-
29
lanan her sahife Ebü’l-Esved tarafından kontrol ediliyordu. Bu titiz
çalışma so nunda Kur’an baştan sona harekelenmiş oldu.
Harekeleme işinden sonra harflerin noktası olmadığı için oku-
mada yine de bazı zorluklar vardı. Irak Valisi Haccâc, b. Yûsuf (ö.
713) bu konu daki ek sikliği sezmişti. Haccâc Nasr b. Âsım’dan (ö.
708) ve Yahya b. Ya’mer’den (ö. 746) bu iş için önlem alma sını iste-
mişti. Hareke ve harfler için konan noktaların karışmasının önüne
geçmek için harflerin noktalamasında farklı renk mürekkep kulla-
nılmıştır. Bugün kullandığımız ha reke ve nokta sistemini Halil b.
30
31
Ahmed (ö. 791) geliştirerek bu işe son şeklini vermiştir.
DEĞERLENDİRELİM
Buhâri (ö. 870) Kur’an’ın çoğaltılmasıyla ilgili ihtilafların sebebini şöyle anlatır: “Ermenistan
ve Azerbaycan’ın fethinde düşmana karşı birlikte savaşan Suriyeli ve Iraklı as kerler arasında okuma
farklılıkları ortaya çıkmıştı. Askerlerin Kur’an’ı farklı şekillerle okumalarından etkilenen Huzeyfe b. el-
Yemân, Hz. Osman’a (r.a.) geldi ve ona, ‘Ey Müminlerin Emiri! Kalk, şu ümmet Yahudi ve Hristiyanların
kitaplarında düşmüş oldukları ihtilafa düşmeden önce bu işin çaresine bak.' dedi. Bunun üzerine Hz.
Osman (r.a.), Hz. Ömer'in (r.a.) kızı (Peygamber Efendimizin eşi) Hafsa’ya (r.a.) “Sendeki sahifeleri bize
gönder, onları mushaflarda çoğaltalım, sonra sana iade ederiz.” diye haber yolladı. Hafsa da bu mushafı
Hz. Osman’a (r.a.) gönderdi. O, mushaf gelir gelmez Zeyd b. Sâbit, Abdullah b. ez-Zübeyr, Sa’îd b. el-
Âs ve Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişâm’ı çağırarak onlara, Kur’an’ı istinsah etmelerini (çoğaltmalarını)
emretti. Bu zatlar da Kur’an’ı çoğalttılar. Osman Kureyşli olan bu üç kişiye: ‘Siz, Kur’an’dan herhangi bir
konuda Zeyd ile ihtilâfa düşer seniz onu, Kureyş lehçesiyle yazınız. Çünkü Kur’an onların diliyle inmiştir.'
dedi. Sayfalar mushaflarda çoğaltılınca da Hz. Osman (r.a.) bu sayfa ları Hafsa’ya iade etti. Ardın dan
da çoğaltılan mushaflardan çeşitli beldelere birer tane gönderdi ve gön derilen bu Mus hafların dışındaki
Kur’an nüshalarının yakılma sını emretti.”
(Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 3)
Yukarıdaki metni okuyunuz ve Kur’an’ın çoğaltılmasının önemi açısından değerlendiriniz.
28 bk. İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, s. 94. [Bu okumaya göre söz konusu ibare “Onda
yağ yoktur.” şeklinde bir anlama gelmektedir. Halbuki ayetin asıl manası “Onda
(Kur’an’da) şüphe yoktur.” şeklindedir.]
29 İbn Ebî Dâvûd, Kitabu'l-Mesâhif, s. 144.
30 İbn Ebî Dâvûd, Kitabu'l-Mesâhif, s. 141; İsmail Hakkı İzmirli, Tarih-i Kur’an, s. 16.
31 İsmail Hakkı İzmirli, Târih-i Kuran, s. 16.
18