Page 12 - Tefsir 1. Ünite
P. 12
TEFSİR 1. ÜNİTE
PAYLAŞALIM Bu yaklaşıma göre hidayet insana yöneliktir. İnsan bir baş-
kasını, bu dört irşad çeşidinden sadece hakka davet etmek
Fâtiha suresi genelinde ve doğru yolu tanıtmak suretiyle hakikate yönlendirebilir.
“ederiz, dileriz” şeklinde çoğul ] داه موَق ِّ لكلو ] “Her toplum için bir hâdî (davetçi) var-
ٍ
ِ
ٍ
ُ
َ
ْ
َ
fiiller kullanılması dikkat dır.” ayeti bu tarz bir irşadı konu edinmektedir.
45
çekicidir.
]َ طارصلَا ] sözcüğü lügatta “üzerinde yürünülen ana yol, cad-
ِ
Surelerde bu şekilde “ben” ye- َ ّ
۪
rine “biz” dilinin kullanılmasının de” anlamına gelir. [ ميقتسمْلَا ] ise “dosdoğru” anlamında bir ke-
َ ْ ُ
َ
ِ
sebebi ne olabilir? Düşüncelerinizi limedir ve [ َ طارصلَا ] nin sıfatıdır. İkisi birlikte “dosdoğru yol, ana
َ ّ
46
arkadaşlarınızla paylaşınız. yol” anlamını ifade eder ki, o da İslam'dır. Çünkü yaratanla
yaratılan, Allah (c.c.) ile kul, akıl ile vahiy, hürriyet ile cebir,
haksızlıkla adâlet, iyi ile kötü vb. hususlar ancak İslam dini ta-
rafından yerli yerine konularak denge sağlanmıştır. Kur’an’a
47
göre bu da Yüce Allah’ın iradesinin bir sonucudur.
Burada şöyle bir soru akla gelebilir. Müslüman namazda
[ ميقتسمْلا َ طارصلا اندها ] 'Bize doğru yolu göster!' dediğinde neyi
ِ
۪
ِ ِ
َ ْ
َ ْ ُ
َ ّ
َ
kastetmektedir? O, henüz hidayete tam olarak ulaşamadığı-
nı, Allah’tan (c.c.) kendisini hidayete erdirmesini mi? Yoksa
hidayete ermekle birlikte yoldan çıkması her zaman müm-
kün olduğu için Yüce Allah’ın onun ayaklarını doğru yoldan
kaydırmamasını mı? Bize göre, müminin amacı, hidayette
sebatı istemek olmalıdır. Çünkü hayat boyunca hiçbir insa-
nın -Allah’ın (c.c.) yardımı olmadan- hidayette devamlılığı
söz konusu değildir. Onun için Allah (c.c.) bize bu ifade ile
hidayette sebatın yolunu öğretmiştir.
َ
َ
َ ّ َّٓ َ َ ْ ْ َ ُ ْ َ ْ ْ َ ْ ْ َ َ ْ َ ْ َ َ َّ َ َ
﴾ 7 ين۪لاضلا لو مهيلع بوضغملا يغ ۙمهيلع تمعنا ني۪لا طا ِ ص ﴿
ِ
ِ
ِ
ِ
ayetinde yer alan nimetten maksat, doğru bir şekilde yaşa-
yarak Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmanın sonucu olarak bah-
şedilen hakiki ve sürekli nimetlerdir.
“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Al-
lah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklar-
"Nimet verdiklerinin yoluna la, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel
48
ilet..." (Fatiha suresi, 7. ayet) arkadaştır.”
Bu nimetlere mazhar olanlar da Nisâ suresi 69. ayette ifade
edildiği gibi, Yüce Allah’ın nübüvvet görevi verdiği elçiler, Hz.
Ebû Bekir gibi her şeyini Allah (c.c.) yolunda feda eden özü
sözü bir olan üstün şahsiyetler, arzın her yerine Allah’ın (c.c.)
dinini götürmek için çabalayan ve bu uğurda gerekirse gözü-
nü kırpmadan canını veren şehidler ve Allah’ın (c.c.) rızasına
uygun, insanlık için faydalı işler yapan mümin kullardır. Buna
göre bir Müslüman, namaz esnasında
َ
ْ ْ َ َ ْ َ ْ َ َ َّ َ َ َ َ ْ ُ ْ َ َ ّ َ ْ
﴾ ... ۙمهيلع تمعنا ني۪لا طا ِ ص 6 ۙمي۪قتسملا طا ِ صلا انِدهِا ﴿
ِ
45 Ra’d suresi, 7. ayet.
46 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, C 1, s. 121.
47 Heyet, Kur’an Yolu, C 1, s. 63.
48 Nisâ suresi, 69. ayet.
22