Page 13 - Tefsir 1. Ünite
P. 13

1. ÜNİTE                                                     KUR’AN-I KERİM TARİHİ



          dediğinde, Nisâ suresi 69. ayette kastedilen kimselerin yolunu
          talep etmiş demektir. Çünkü sözü edilen gruplar doğru bir ya-
          şantı sürmeleri sebebiyle kurtuluşa erenlerdir.
            Kendilerine  nimet  verilenler,  Allah  (c.c.)’ın  gazabına
          uğramaktan  ve  sapıklıktan  emin  olanlardır.   Görüldüğü  gibi
                                                    49
          Fâtiha suresinin son cümlesi ile bir önceki cümle arasında sıkı
          bir anlam ilişkisi vardır. Çünkü öncesinde olumlu, sonrasında
          ise olumsuz bir talep yer almıştır. Bu durumda mümin bir kul,
                                                َ
                              َ
                 َ  ّ َّٓ  َ  َ ْ ْ َ  ُ ْ  َ  ْ  ْ  َ  ْ ْ َ َ ْ َ ْ َ  َ  َّ َ  َ
            ﴾7 ين۪لاضلا لو مهيلع بوضغملا يغ ۙمهيلع تمعنا ني۪لا طا ِ ص ﴿
                                 ِ
                                              ِ
                                         ِ
                            ِ
          derken bir taraftan meşrû olanı arzu ettiğini, diğer taraftan da   "... Bana dua edin, duânıza
          meşrû olmayanı ötelediğini beyan etmiş olmaktadır.                    cevap vereyim..."
            Bazı  İslam  alimlerine  göre  “gazaba  uğrayanlar’’  Allah’ın     (Mü'min suresi, 60. ayet)
          (c.c.)  mesajından  tam  olarak  haberdar  olup,  mahiyetini  an-
          layan  ama  kabul  etmeyenlerdir.  Sapkınları  ise  ya  hakikatin
          kendilerine  hiç  ulaşmadığını  ya  da  hakikati  kabul  etmelerini
          güçleştirecek  kadar  değişmiş  ve  bozulmuş  insanlar  şeklinde
          tanımlamışlardır. 50
            Burada insanlığın tarihsel tecrübesine de bir atıf yapılarak
          yolun doğrusu ve eğrisi hakkında bir başka ölçüt ve delil daha
          verilmektedir.  İslam  yalnızca  Allah  (c.c.)  kitabında  böyle  bu-
          yurduğu için doğru yol değildir, aynı zamanda tarih boyunca
          ilahi irşadı reddedenlerin tecrübeleri de doğru yolun İslam ol-
          duğunu göstermektedir. Bu sebeple doğru yolu arayanlar ve
          üzerinde  bulundukları  yolun  sağlamasını  yapmak  isteyenler,   “Doğruluğun (kendisi olan
          dönüp tarihe bakmak, gerçek mutluluğu bulanlarla sapanlar        bu Kur’an’ı sürekli gündeme
          ve Allah’ın (c.c.) gazabına uğrayanların yol ve yöntemlerini in-  getiren) ve onu tüm kalbiyle
          celemek durumundadırlar. Tarihte hem örnekler hem de alına-       benimseyenler, işte onlar
          cak ibretler vardır. Örnekler, peygamberlerin izlerinden giden         muttakilerdir.”
          fert ve ümmetlerde, ibretler ise onlara cephe alan ve Cenâb-ı        (Zümer suresi, 33. ayet)
          Hakk’a meydan okuyanlarda görülmektedir. Bazı rivayetlerde
          sapanların “Hıristiyanlar”, ilahi gazaba uğrayanların da “Yahu-     DEĞERLENDİRELİM
          diler” olarak açıklanması,  Müslümanların o sırada en iyi tanı-
                                  51
          dıkları toplum olmalarından dolayıdır.”.                           “Kim  Allah’a ve Peygam-
            Fâtiha’nın bu ayeti, bir duâ cümlesi olup surenin sonunda,    bere itaat ederse, işte onlar,
          “Rabbimiz! Duâmızı kabul buyur!” anlamında “Âmin.” denil-       Allah’ın kendilerine nimet
          mektedir. Allah Resûlü’nün de Fâtiha’dan sonra âmin dediği ve   verdiği peygamberlerle,  sıd-
          ashâbına böyle demelerini emrettiği ifade edilmektedir.  Ko-    dıklarla, şehidlerle ve iyi kim-
                                                                52
          nuyla ilgili başka hadisler meleklerin de bu duaya âmin dedik-  selerle birliktedirler. Bunlar
          lerini anlatır.  Bu yüzden cemaatle namaz kılarken Fâtiha’nın   ne güzel arkadaştır.”
                      53
          sonunda mutlaka âmin denilmesi gereklidir. 54                             (Nisâ suresi, 69. ayet)
                                                                             Yukarıdaki ayeti, Fatihâ
                                                                          suresinin 7. ayeti ile birlikte
                                                                          değerlendiriniz.
          49 Ebu'l-Berekât en-Nesefî, Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vîl, C 1, s.33.
          50 Reşid Rızâ, Menâr Tefsiri, C 1, s. 68.
          51 bk. Müsned, C 4, 378; Tirmizî, Tefsîr, 2.
          52 bk. Müslim, Salât, 72-76.
          53 bk. Buhârî, Ezân, 112-113.
          54 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, C 1, s. 145.
                                                                                                   23
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18