Page 9 - Kelam 4. Ünite
P. 9
Bu akımın İslam dünyasında fazla karşılığı olmamıştır. Çünkü İslam düşünce sisteminde bilginin ulaşılabilirliği, ifade
edilebilirliği ve kesinliği bütün ekollerde ittifakla kabul edilmektedir. Dinimizde kişinin iman etmesi için kesin bir bilgiye sahip
olması, tasdikini kesin ve net bir şekilde yapması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında şüphe, bilememe, tereddüt hâli,
kararsızlık, belirsizlik vb. hususlar imanla ve tasdikle bir arada değerlendirilebilecek kavramlar değildir.
Günümüzde agnostik kavramı daha çok, Tanrı’nın yokluğunu kanıtlamak için özel bir çaba içine girmeyen, ancak Tan-
rı’nın varlığını kabullenmiş bir tarzda da yaşamayan kişileri anlatmak için kullanılır. Agnostikleri din ve Tanrı meselelerine
duyarsız olanlar, ilgisiz davrananlar, bu meseleleri konuşmak istemeyenler şeklinde değerlendirmek de mümkündür.
T TARTIŞALIM
Zaten tercihinize göre değerlendirmeye tabi tutulacağınız bir imtihan dünyasında, Tanrı’nın varlığını salt
görmeye ve kesin olarak bilmeye indirgeyerek şüphe, kararsızlık ve belirsizlik hâlini öne çıkarmak bir kaçış
değil midir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
İslam inancına göre bilgi meselesine sofistler, septikler, rölativistler ve agnostikler gibi yaklaşmak doğru olmadığı gibi
dine ve dinî meselelere duyarsız ve ilgisiz davranmak da kabul edilemez. Kur’ân-ı Kerîm’de bilginin kesin ve kat’î olmasının
önemine dikkat çekilir, inancın burhana ve hikmete dayalı olması övülür, Müslümanlar’ın basiret üzere inandığı belirtilir ve
inananın da inkâr edenin de delil üzere hareket etmesi gerektiği vurgulanır. Zanna tabi olmak, şüpheye düşmek, delilsiz
konuşmak, sorgulamadan körü körüne inanmak ve bilinçsizce anlayışların peşinden gitmek eleştirilir.
“Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan
13
sorumludur.”
“De ki: Şüphesiz ben Rabbim’den gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Ça-
bucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı anlatır
ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” 14
“Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan
başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.” 15
A ARAŞTIRALIM
Aşağıdaki ayetleri http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/ adresinden araştırarak,
İslam’da zannın ve şüpheciliğin yerini arkadaşlarınızla müzakere ediniz:
(Yusuf suresi, 108. ayet; Âl-i İmrân suresi, 60. ayet; Bakara suresi, 111. ayet; Yunus suresi, 36. ayet.)
2.4. Pozitivizm
Pozitivizm, Fransızca’da “gerçek, olgu, kesin, kanıtlanmış, olumlu” gibi anlamlara gelen positif kelimesinden türetilmiştir.
Terim olarak modern bilimi temele alan; bâtıl inançları, metafizik ve dinî, insanlığın ilerlemesini engelleyen bilim öncesi
16
düşünce tarzları olarak gören dünya görüşünün adıdır.
“Metafizik ile bilim arasına kesin sınırlar koyan, dogmayı ve sezgisel olanı bilimsel etkinlik alanından uzaklaştıran ve
üzerinde odaklanılması gereken tek bilgi türü olarak bilimsel bilgiyi öne çıkaran pozitivizm, dinî ve metafizik söylemlerin yerini
akla, gözleme ve deneye dayalı pozitif bilginin almasını öngörür.” 17
13 İsrâ suresi, 36. ayet.
14 En’âm suresi, 57. ayet.
15 En’âm suresi, 116. ayet.
16 İlhan Kutluer, “Pozitivizm”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 34, s. 335.
17 Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Sözlüğü, s. 1299.
76 77