Page 13 - Kelam 4. Ünite
P. 13

B        BİLGİ KUTUSU


                “(Resulüm!) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Al-
              lah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
                                                                             (Rum suresi, 30. ayet.)


                Allah’ın varlığını kabul etmek ve O’na inanmak, tüm insanların yaratılışında olan bir duygu ve fıtrî bir
              yöneliştir. Kur’an’da bildirildiğine göre din duygusu, Allah’a iman meselesi ve tevhide yönelme özelliği
              insanın yaratılışında vardır.



              Ateizmin mümkün olup olmadığı öteden beri tartışılmıştır. Bazı felsefi yaklaşımlarda bir insanın ateist olabilmesinin
           mümkün olmadığı, ben inanmıyorum diyenlerin bile ruhlarının derinliklerinde bir Tanrı düşüncesinin var olduğu ifade edil-
           miştir. Çünkü Tanrı olmaksızın varlığı, hayatı, hayatın ve canlılığın kaynağını, ruhu, mutluluğu, insanın şuurunu, iradesini, kâi-
           nattaki nizamı, dengeyi, inayeti, ikramı ve insanı insan yapan hususları, ahlakı izah etmek, anlamlandırmak mümkün değildir.

            B        DÜŞÜNELİM



                “Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette ‘Allah’tır’ derler. De ki: Öyleyse
               bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, O’nun verdiği
               zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O’nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De
               ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O’na güvenip dayanırlar.”
                               (Zümer suresi, 38. ayet; ayrıca bk. Lokman suresi, 25. ayet; Zuhruf suresi, 87. ayet.)

                Ayetlerin meallerini okuyup Allah’ın (c.c) varlığı ve birliği hakkındaki düşün-
                celerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.





              Allah’ın (c.c) varlığını kabul etmek ve O’na inanmak, tüm insanların yaratılışında olan bir duygu ve fıtrî bir yöneliştir.
           Kur’ân’da bildirildiğine göre din duygusu, Allah’a (c.c) iman meselesi ve tevhide yönelme özelliği insanın yaratılışında vardır.
           “(Resulüm!) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın
           yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” Peygamber Efendimiz de
                                                                               21
           bunu “Her doğan kişi fıtrat (tevhide yönelme özelliği) üzere doğar.”  ifadesiyle dile getirmiştir.
                                                          22
              İnsanoğlu kendi benliğinde ve dış dünyada gözlemleyebileceği pek çok delille Allah’ın (c.c) varlığını kabul eder. Hem iç
           dünyasında kendi vicdanıyla hem de dış dünyada sayısız işaretlerle Allah’ın (c.c) varlığına yol bulur ve inanır. Fıtratı bozul-
           mamış tüm insanlar için Allah’ın (c.c) varlığına iman etmek hem kolaydır hem de doğal olandır. İnsan hayatında tabiî olanı
           iman etmektir. İnançsızlık ve inkâr bir sapmadır ve aslında insanın yaratılışına da aykırıdır.

              “O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili)
           iki eş yaratandır.  O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını
           gösteren) deliller vardır.” 23




           21  Rûm suresi, 30. ayet.
           22  Buhârî, Cenâiz, 92; Müslim, Kader, 22; Ebu Dâvûd, Sünnet, 17; Tirmizî, Kader, 5.
           23  Rad suresi, 3. ayet.
 80                                                   81
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18