Page 11 - Kelam 4. Ünite
P. 11
N TARTIŞALIM
Pozitivizmde ve diğer bazı anlayışlarda iddia edildiği gibi bilim, insanların
tüm ihtiyaçlarına cevap verebilir mi? Dinlerin olmaması durumunda sadece
bilimin verileriyle oluşturulmuş bir hayat, insanı çok dar bir alana hapsetmiş
olmaz mı? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Çünkü her ne kadar bilimsel temellere dayandırılmak istense de pozitivizm, aslında bilimle ve bilimsellikle alakalı olma-
yıp, özellikle dine ve metafizik bilgiye ideolojik bir karşı bakış açısıyla yaklaşmayı ifade eder. Bu yönüyle pozitivizmi bir ideoloji
ve bir dünya görüşü olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Ama bu akım özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda sadece bilim
çevrelerini değil, dindarları ve ilâhiyat çevrelerini de derinden etkilemiş, inanan insanları bilimsellik karşısında komplekse so-
kan ve inançlarından kuşku duyan bir anlayışa sürüklemiştir. Bu süreçte pozitivizmi etkili kılan hususların başında bilimsellik
ve ilerleme kavramlarının büyüleyici etkisi dile getirilebilir. Müslümanlar arasında da etkileri olan pozitivizm, “geri kalmışlık”
ile “ilerleme” düşünceleri arasına sıkıştırılan Müslüman düşünürlere ilk planda bir çıkış kapısı olarak görülebilmiştir.
Ülkemizde de Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren belli çevrelerde âdeta yeni bir din gibi alkışlandığı ve özellikle
Cumhuriyet’le birlikte ders kitaplarında bilimsel dünya görüşü kılıfıyla uzun bir dönem dayatılan bir anlayış olduğu bilinmek-
tedir.
Pozitivizm özellikle 1950’lerden sonra hem Batı’da hem de İslam dünyasında ciddi eleştirilere tabi tutulmuştur. 1850’ler-
den 1950’lere kadar neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan bu ideoloji, özellikle bilim felsefesinde ve sosyolojide ortaya
konulan yeni yaklaşımlarla birlikte etkilerini kaybetmeye başlamış, günümüzde dine ve dindarlara karşı çıkan dar zümreler
dışında artık kabul görmeyen bir anlayışa dönüşmüştür.
Katı akılcılık ve katı bilimcilik anlayışı sebebiyle pozitivizm günümüzde özellikle insanın ruh, duygular, sanat, estetik, inan-
ma gibi manevî ve ruhanî arayışlarına hiçbir çözüm önerememekte, insanı çok dar alanlara hapseden ve olgulara indirgeyen
dar bir anlayış olarak eleştirilmektedir.
Pozitivizmin Temel Yaklaşımları:
Bilimsel bilgi tek geçerli bilgidir.
Bilginin mümkün olan yegâne nesnesi olgulardır; metafizik ve teolojik düşünceler olgusal karşılığı olmayan spekü-
lasyonlardan ibaret olup anlamsızdır.
Felsefe bilim dışı bir yönteme sahip olamaz; onun görevi bütün bilimler için ortak olan genel ilkeleri bulmaktır.
Evrensel ve önsel nitelikli tek bir yöntem söz konusudur ve bu yöntem hem doğa hem de beşerî bilimler için aynıdır;
bütün bilimler fiziğe indirgenebilir.
Auguste Comte’un pozitivist anlayışının yanında yeni N NOT EDELİM
pozitivizm ya da mantıkçı pozitivizm denilen bir pozitivist an-
layıştan daha bahsedilebilir. Bu anlayış daha çok 1920 son- Katı akılcılık ve katı bilimcilik anlayışı sebebiy-
rası Viyana çevresi filozoflarınca savunulan ve felsefeyi dil le pozitivizm günümüzde özellikle insanın ruh,
tahlillerine, mantıksal analizlere indirgeyen, felsefe yapmayı
anlam, anlamsızlık, doğrulama gibi kavramlarla sınırlayan bir duygular, sanat, estetik, inanma gibi manevi ve
yönelişi ifade etmektedir. Bu yaklaşıma göre metafiziğin ve ruhani arayışlarına hiçbir çözüm önerememekte,
dinlerin önermeleri mantıksal analizler açısından anlamsız- insanı çok dar alanlara hapseden ve olgulara in-
dır. Çünkü bu önermeler deneyimsel olarak doğrulanama- dirgeyen dar bir anlayış olarak eleştirilmektedir.
dıkları için boş ve anlamsız önermelerdir. 18
18 Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Sözlüğü, s. 1291.
78 79