Page 4 - Kelam 4. Ünite
P. 4
Bugün pozitivizm, nihilizm ve ateizm gibi Tanrı’yı inkâr eden akımlar eski canlılıklarını kaybetmişlerse de bir bilinç ve tavır
olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu inkârcı akımlar genel özellikleri bakımından modern Batı düşüncesinin hümanizm ve
sekülerizm temelleri üzerinde yükselmekte ve bir yandan güya insanı Tanrı’ya karşı yüceltip özgürleştirmektedir. Öte yandan
ahiret düşüncesini unutturarak insanların dünyevileşmesine sebep olmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde hümanizm,
Allah’a (c.c) imanı devre dışı bırakarak adeta insanı tanrılaştırmakta, sekülerizm ise ahirete imanı unutturarak insanı sadece
bu dünya için yaratılmışçasına bu dünyanın hazlarına yönlendirmektedir.
T TARTIŞALIM Bu akımlar karşısında Allah’a (c.c) ve ahirete iman başta olmak
üzere dinin inanç esaslarını savunmak, vahyi ve nübüvveti temellen-
Günümüzde inanç bakımın- dirmek, dine dışarıdan yapılan saldırılara cevap vermek ve içeride
dan en çok cevap verilmesi oluşabilecek kuşkuları giderebilmek öteden beri kelam ilminin vazifesi
gereken sorular ve sorunları olmuştur. Ancak klasik kelam kaynakları bu modern inkârcı akımlara
tespit ederek arkadaşlarınızla
tartışınız. cevap verebilecek usul ve içerikte olmadığı için bu ilmin yenilenmesi
zarureti ortaya çıkmıştır.
Yeni İlm-i Kelam, bütün şekilleriyle inançsızlığı (ateizm, agnostisizm, pozitivizm, nihilizm vb.) reddeden, dine karşı yapılan
her türlü tenkide cevap veren, çağımıza uygun metotlarla Allah’ın (c.c) varlığını ispat eden ve İslam inanç esaslarını açıklayıp
savunan bir ilimdir.
Bu tanımda yer alan inkârcı akımlar yanında modern dönemde ortaya çıkan yeni bazı görüşleri de değerlendirmek Yeni
İlm-i Kelam’ın vazifeleri arasındadır. Yeni İlm-i Kelam, çağdaş batının yüz yüze gelip hesaplaşmak durumunda kaldığı bütün
felsefi akımlarla yüzleşmek ve bu akımların İslam akaidi açısından zararlı yönlerine cevap vermek zorundadır. Bu sebeple
günümüz insanının temel inanç problemlerine kaynaklık eden bu çağdaş inkârcı akımları tanımak gerekmektedir. Aşağıda
inkârcı akımların sebep olduğu çağdaş inanç sorunları, bu akımların kısa tanıtımlarıyla birlikte ele alınacak ve İslam akaidi
açısından değerlendirmeler yapılacaktır.
2.1. Deizm
Deizm, Tanrı’nın varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte akla dayalı bir tabiî din anlayışı çerçevesin-
de, nübüvveti şüphe ile karşılayan veya inkâr eden felsefi ekoldür. Kavram her ne kadar Latince Tanrı anlamına gelen Deus
kavramından türetilmişse de zamanla dini, kiliseyi, nübüvveti ve vahyi kabul etmeyenlere isim olarak kullanılmıştır. İlk planda
kiliseye ve papazlara karşı ve özellikle Hristiyanlığın modern bilimle çeliştiği iddia edilen dogmalarına karşı ortaya çıkan bu
görüş, zamanla ya doğrudan ateist olan ya da ateizme götüren fikirleri savunan filozofların ekolü hâline gelmiştir.
Yaklaşımlarına bakıldığında deizm, herhangi bir vahyedilmiş dine bağlı olmaksızın Tanrı’nın varlığını kabul etmek, bu-
nunla birlikte O’nun ilim ve irade gibi sıfatlarını reddetmek, böyle bir varlığın âlemde tesirleri gözlenen veya tezahür eden
hikmet ve inayetinin bulunmadığına inanmak, ahireti inkâr etmek, hususi bir dine ait -Tanrı’nın varlığı dışındaki- bütün itikat
esaslarını reddetmek şeklinde de tanımlanabilir. 3
D DEĞERLENDİRELİM
“Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileği-
ne karşılık veririm. O hâlde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.”
(Bakara suresi, 186. ayet.)
Yukarıdaki ayet ışığında deizmin “yaratan ama ilgilenmeyen Tanrı” düşüncesini
değerlendiriniz.
3 bk. Hüsamettin Erdem, “Deizm”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 9, s. 110.
72