Page 13 - Kelam 2. Ünite
P. 13
B BİLGİ KUTUSU
Kelamcılar itikadi meseleleri ele alıp değerlendirirken hem naklî delilleri hem de akli delilleri kul-
lanmışlardır. Herhangi bir konuda naklî deliller söz konusu ise kelamcılar vahiy yoluyla gelen bu
delilleri esas alırlar. Akli delilleri ise vahyin açıklanmasında, yorumlanmasında ve temellendirilme-
sinde kullanırlar.
Yukarıda ifade edildiği üzere, dinî delillerin inanç sahasında mutlak hüküm ifade etmeleri için hem varlığında şüphe
olmaması hem de göstermek istediği mana açısından açık ve kesin olmaları gerekir. Bu özellikte olan deliller de muhkem
ayetler ile muhkem-mütevatir hadislerdir. Ayetlerin tamamının Allah’ın (c.c.) vahyi olduğu hususunda şüphe yoktur ancak bir
kısmı işaret ettiği manayı açık biçimde ortaya koymadığı ve yoruma açık olduğu için muhkem değildir. Hadislerin ise müteva-
tir olanları dışında kalanların, bizzat Hz. Peygamber’in ağzından çıktığı şekliyle bize ulaştığı konusunda mutlak bir kesinlikten
de bahsedilemez. Dolayısıyla müteşabih ayetler, mütevatir seviyesinde ama müteşabih olan hadisler ve mütevatir olmayan
hadisler inanç konusunda tek başına itikat esaslarını belirlemede kesin delil olarak kullanılamaz. Sadece bunlara dayanarak
bir inanç esası belirlenemez, bunlardan hareketle kişinin mümin ya da kâfir olduğuna hükmedilemez.
3.2. Akli Deliller
Öncülleri akla dayanan delile akli delil denir. Mesela “Âlem değişkendir, her değişken sonradan meydana gelmiştir.”
cümleleri birer akli delildir. Çünkü biz âlemin değişkenliğini ve böyle olanın sonradan meydana geldiğini, duyu organlarımızla
veriler elde edip aklımızla idrak ederiz. Kesin olan akli delile burhân ve huccet adı da verilir.
Akli delillere dayanarak akıl yürütme (istidlâl) üç şekilde olur:
✓ Bütünden parçaya veya sebepten sonuca gidiş. Buna tümdengelim (ta’lîl, dedüksiyon) denir. “Bütün insanlar ölüm-
lüdür. Ali de bir insandır. O hâlde Ali de ölümlüdür.” çıkarımı gibi.
✓ Parçadan bütüne veya sonuçtan sebebe gidiş. Buna da tümevarım (istikrâ, endüksiyon) adı verilir. “Ali, Ahmet, Meh-
met ölümlüdür. Ali, Ahmet, Mehmet birer insandır. O hâlde bütün insanlar ölümlüdür.” çıkarımı gibi.
✓ Parçadan parçaya gidiş; iki şey arasındaki benzerliğe dayanarak birisi hakkında verilen hükmü diğeri hakkında da
vermek. Bu da kıyastır (temsîl, analoji). “Ali insandır. Ali ölümlüdür. Ahmet de insandır. O hâlde Ahmet de ölümlüdür.”
çıkarımı gibi.
Kelamcılar ele aldıkları meselelerde yerine göre hem naklî hem de akli delilleri kullanmışlardır. Naklî deliller olarak ayetler
ve hadisler öne çıkarken akli delillerde tümdengelim, tümevarım ve kıyas yöntemlerine başvurmuşlardır. Varlık, bilgi gibi
kelami konuların izahında kelamcılar bilimsel verilere, tecrübeye, deney ve gözleme de yer vermişlerdir.
B BİLGİ KUTUSU
İslam’da Dinî Hükümler Üç Başlıkta İncelenir
✓ İtikadi Hükümler: Akaid ve kelam ilimlerinin incelediği iman esasları ve inançla ilgili ko-
nulardır.
✓ Amelî Hükümler: Fıkıh ve İslam hukuku ilimlerinin incelediği ibadet ve muamelat konu-
larıdır.
✓ Ahlaki hükümler: Ahlak ve tasavvuf ilimlerinin incelediği iyi ve kötü huylar, kalbî ve vic-
dani hükümlerle ilgili konulardır.
40 41