Page 9 - Fıkıh Okumaları 1. Ünite
P. 9

1. ÜNİTE






          Kûfe’de Alkame b. Kays, İbrahim en-Nehaî, Hammad b. Ebî Süleyman bu kapsamda zikredilmesi gereken
          müçtehitlerdendir.

                 - İslam âlimleri çeşitli şehirlere dağılmıştır. Arap olmayan birçok İslam âlimi yetişmiştir. Hadisleri
          toplama faaliyeti başlamış, Emevi halifesi Ömer b. Abdülaziz hadislerin tedvini için Zührî ile Ebu Bekir Mu-
          hammed  b.  Amr’ı  görevlendirmiştir.

                 - Fıkıh sahasında eser yazımı hareketi başlamıştır. Fıkıh sahasında ihtilaflar artarak devam etmiştir.
          Hadisleri sahih kabul etme şartları ile örf-adet farklılığı ihtilafların temel sebebini oluşturmuştur. Hoca, böl-
          ge ve bilgi farkına dayalı olarak Hicaz ve Irak medresesi ortaya çıkmıştır. Nazarî fıkıh çalışmaları başlamıştır.
                                                                                                               11
          Kûfe’de rey ağırlıklı Irak ekolü, Hicaz bölgesinde ise eser (hadisler, sahabe ve tâbiînin içtihatları) ağırlıklı
          Hicaz ekolü oluşmuştur.

                 - Hem yeni Müslüman olan bazı Arapların dillerinin Mekke ve Medine’de konuşulan Arapça’dan fark-
          lı olması, hem de başka dilleri konuşan insanların İslam’a girmesi sebebiyle nasslarda yer alan bilgiyi anlama
          problemi ortaya çıkmıştır.

                 3.3. Mezhepleşme Süreci ve Dört Fıkıh Mezhebinin Gelişmesi

                 Hicri 132 yılında başlayıp, hicri dördüncü asrın ortalarına kadar devam eden bu dönemde İslam
          ülkesinin toprakları İspanya’dan Çin’e kadar genişlemiş, bu durum da çok farklı kültürlere sahip insanların
          İslam ile tanışmasına sebep olmuştur. Değişik örfler, değişik içtihatlara sebep olmuş böylelikle de fıkıh kül-
          türü  zenginleşmiştir.

                 Bu dönemde:
                 - İçtihat hürriyetinin olması, kabiliyetli kişilerin fıkıh ilmiyle meşgul olması, ülkeyi yöneten Abbasi
          halifelerinin dinî ilimlere ve âlimlere yakın ilgi göstermesi, fıkhî ıstılahların (farz, vacip, mendup, haram, illet,
          sebep, bâtıl, fasit…) kullanılmaya başlanması,  fıkıh ve fıkıh usulü kitaplarının yazılması, ilmî seyahatlerin ve
          ilmî münazaraların yaygınlaşması fıkıh ilminin büyük bir gelişim göstermesindeki başlıca etkenlerdir.

                 - Bu devirde hem müftüler hem de hâkimler belli bir kanuna veya mezhebe bağlı değillerdi. Müçte-
          hit olmayanlar, istedikleri âlimden fetva istiyorlar, herhangi bir müçtehide bağlanma mecburiyeti taşımıyor-
          lardı.

                 - Fakihler arasında ıstılah birliğinin sağlanamaması, hadisleri kabul etme hususunda farklı ölçülerin
          esas alınması, yaşanılan bölgenin kültürünün fıkha tesiri, sünnetin fıkhî hükümlere kaynak değeri konusun-
          da farklı değerlendirilmelerin yapılması, nasların yorumlanmasında birbirinden farklı usul ve yöntemlere
          başvurma gibi sebepler önceki devirlere nispetle bu dönemde fıkhî ihtilafların artmasına neden olmuştur.

                 -Fıkıh mezheplerinin teşekkül ettiği bu dönemde fikir ve içtihat hürriyeti olduğu için farklı içtihatlar
          Müslümanlar arasında bölünmeye yol açmamış, içtihat farklılıkları ümmet için bir rahmet olarak kabul edil-
          miştir. İçtihada gücü olmayan bir kimse karşılaştığı meseleyi istediği bir müçtehide sormuş ve dinî hayatını
          ona göre düzenlemiştir.

                 -Fıkıh mezheplerinin oluştuğu bu süreçte Ebu Hanife, Muhammed b. İdris eş-Şâfiî, Mâlik b. Enes,
          Evzâî, Süfyanü’s-Sevrî, Davud ez-Zâhirî, Ahmed b. Hanbel, Cafer es-Sadık gibi mezhep imamları yetişmiştir.
          Bu dönemde fıkıh mezheplerine ait temel kaynak eserler yazılmıştır. “Fıkhın Altın Çağı” diye isimlendirebi-
          leceğimiz  bir  süreç  yaşanmıştır.

          11  Hudari, İslam Hukuk Tarihi, s. 159-169.

                                                           17
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14