Page 12 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3. Ünite
P. 12

İSLAM DÜŞÜNCESİNDE TASAVVUFİ YORUMLAR                                    3. Ünite





























                                                            12.1.6. Sema  sırasında  dervişler  birbirleri
              12.1.5. Semada  dervişler  musiki  eşliğinde   önünde saygıyla baş eğerler. Buna mukabele
              sağ elini göğe, sol elini yere doğru çevirerek   denir. Mukabele toplumsal ilişkilerde insan-
              dönerler. Semazenlerin başındaki külah (sik-  ların birbirlerine saygı göstermesi gerektiği-
              ke) mezar taşına, sırtındaki hırkası mezarına,   ni vurgulayan sembolik bir harekettir.
              tennuresi (beyaz elbise) kefenini temsil eder.










                        DEĞERLENDİRELİM


               Mevlevi  dergâhları,  Mesnevi  okunan,  zikir  ve  semâ  yapılan  eğitim  merkezleri  olduğu
               kadar, musiki ve hüsn-i hat gibi güzel sanatların da meşk edildiği yerlerdir.

                                                       ( H. Kamil Yılmaz, Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 268.)
               Mevlevi dergahlarının çok yönlü olmasını arkadaşlarınızla değerlendiriniz.




               Nakşibendilik

                  Nakşibendilik, Muhammed Bahauddin Nakşibend’in görüşleri çerçevesinde oluşmuş ta-
            savvufi düşünce akımıdır. Muhammed Bahauddin Nakşibend, 1318 yılında Buhara yakınların-
            daki Kasr-ı Arifan köyünde dünyaya gelmiştir.
                  Çevresinde tasavvufi hayatın etkin olmasından dolayı Muhammed Bahauddin Nakşibend
            de  tasavvuf alanında eğitim almıştır.  Sade bir hayat yaşamış, haramlardan ve kötülüklerden
                                                37
            uzak durmuştur. Pek çok öğrenci yetiştirmiş ve halkın bilgi ve ilmini artırmak için yaptığı soh-
            betlerde İslam’ın iman ve ibadet ilkelerini, tasavvufun inceliklerini anlatmıştır. Nakşibendilik;
            Anadolu, Türkistan ve Hindistan başta olmak üzere geniş bir coğrafyada taraftar bulmuş; pek
            çok insan tarafından  benimsenmiştir. Tanzimat yıllarında  oluşan  Halidiyye kolu  günümüzde

            37 Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 370.
                                                        79
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17