Page 17 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3. Ünite
P. 17
3. Ünite İSLAM DÜŞÜNCESİNDE TASAVVUFİ YORUMLAR
ÂYİN-İ CEM TÜRLERİ
ABDAL MUSA CEMİ: Yılın ilk cemi, Abdal Musa adına, dargın olan kimselerin
barıştırılması, insanlar arasında birliğin sağlanması amacıyla yapılır ve Abdal Musa
cemi olarak adlandırılır. Buna göre herhangi bir ocak veya cemevine bağlı olan
kimseler bir araya gelip kurban keserler. Tüm canlar bu kurban lokmasına katkıda
bulunurlar.
DÜŞKÜNLÜKTEN KALDIRMA CEMİ: İşlediği bir suç nedeniyle yol düşkünü ilan
edildikten sonra tövbe ederek üzerindeki kul hakkını iade eden kişiler için yapılan
cemdir. Dede bu kişilere hayır yapmaları, kurban kesip yoksullara dağıtmaları vb.
uyarılarda bulunur. Bu kişiler bir daha yol düşkünü olmayacaklarına Hakk’ın ve halkın
huzurunda söz verirler.
DARDAN İNDİRME CEMİ: Vefat eden bir kişinin ardından razılık alma cemidir. Ölen
kişinin yedisi veya kırkında kurban kesilip lokma dağıtılır. Borcu varsa ödenir, alacağı
varsa alınarak yakınına teslim edilir. Sağlığında gücendiği kimseler varsa onların
razılığı alınır.
Musahiplik
“İnsanlar senin ya dinde kardeşin ya da yaratılışta eşindir.” Hz. Ali (r.a.) sözünden
ne anlıyorsunuz?
Sözlükte “kardeş tutmak, kardeş edinmek” anlamlarına gelen musahiplik Alevilik-Bek-
taşilikte evli olan iki kişinin aileleriyle birlikte, kurban keserek hayat boyu yol kardeşi olmaya
Hakkın ve halkın huzurunda ikrar vermesidir. Bektaşilikte ise musahiplik "ikrar ve nasip alma"o-
larak ifade edilir ve bu uygulama İslam'ın ilk yıllarına kadar gider. Musahiplik, Hucurât suresi
10. ayet ve Enfal suresi 72. ayet ile Hz. Peygamberin Medine’ye hicretinden sonra, hicret eden
muhacirlerle onlara yuvalarını açan Ensar arasında yaptığı kardeşlik (muahat) uygulamasına
dayandırılır. Bu kardeşlik uygulamasında Hz. Peygamber kendisine Hz. Ali'yi (r.a.) kardeş ilan
etmiştir. Kardeş ilan edilenler arasında Selman-ı Farisi (r.a.) ile Ebu'd-Derdâ (r.a.), Ammar b.
Yasir (r.a.) ile Huzeyfe(r.a.), Mus'ab b. Umeyr (r.a.) ile Ebu Eyyub el Ensari (r.a.) de vardır. Mu-
sahiplikte dede, rehber aracılığı ile onlara şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapılarını bilmeleri
gerektiğini bildirir. Musahiplik ömür boyu sürer ve bu süreç dedenin, musahip olan kişilere
şöyle öğüt vermesiyle başlar:
“Evlatlarım! Siz musahip oldunuz. Başta musahip musahibinden malını esirgemeyecek.
Aranızda tartışma çıksa, Allah korusun temmuz sıcağında bir tülbent kuruyuncaya dek dargın
dursanız derdinize derman bulunmaz. Yalan söylememek, haram yememek, zina yapmamak,
dedikodu etmemek, elinle koymadığını almamak, gözünle görmediğini gördüm dememek,
kimseyi incitmemek gerek. Tüm bu dediklerimi yapacaksınız. Nefsinize uymayın, yolunuzdan
azmayın. Çiğ (haram) lokma yemeyin, malı mala, canı cana katın. Hâlinize hâldaş, yolunuza
yoldaş olun.” 47
47 Fuat Bozkurt, Buyruk ( İmam Cafer-i Sadık Buyruğu), s. 70-91.
84