Page 55 - İslam Ahlâkı 2. Ünite
P. 55

AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR                                 2. ÜNİTE






                   İslam, insan hayatına her konuda bir denge getirmektedir. İnançta, amellerde, ahlakta,
               mal kazanma ve harcamada, duygularda, nefret ve sevmede
               hep orta yolu tavsiye eder. İslam ümmeti, vasat bir ümmettir.
               Yani orta yolu izleyen, dengeli ve hayır yolları üzerinde olan         DİKKÂT!
               bir ümmettir. Bu ümmetin mal konusundaki tutumu da den-       Alışverişe çıkmadan önce
               geli ve ölçülü olmalıdır.                                     ihtiyaç listesi yapmak,
                                                                             gereksiz     harcamanın
                   Kur’an-ı Kerim, işte bu orta yola ve müstakim çizgiye     önüne geçer,
               işaret eder. Aşırı harcamayı da cimriliği de hoş görmez.
               Müslümanlar’a, “Eli sıkı olma, ölçüsüzce eli açık da olma;
               sonra kınanacak, kendi kendine hayıflanacak duruma
               düşersin!”  ayeti ile bu ikisi arasında denge kurmayı tavsiye eder.
                          212
                   Kulun, imkânlarına göre yiyip içmesi ve giyinmesi savurganlık değildir. Bilakis Peygam-
               berimiz’in (s.a.v) bildirdiğine göre ölçülü hareket edildiği takdirde Allah Teala, nimetlerini kul-
               larında görmeyi sever: “Yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz. Ancak kibirlenmeyin ve israf
               etmeyin. Şüphesiz  Allah Teala, nimetinin eserini (görüntüsünü) kulunun üzerinde görmek ister.”
                                                                                                     213
                   Mülkün tamamı, aslında Allah’a (c.c.) aittir. İnsana emanet olarak ve imtihan için bir
               miktar mülk, nimet verilir. Malı ve geçimlikleri helal yoldan kazanıp helal yola harcayanlar,
               Allah (c.c.) yolunda infak edip hak sahiplerinin hakkını verenler, saçıp savurmayanlar, mal
               konusundaki sınavı kazanırlar.

                   İsraf kavramını sadece yiyecek-içecek, mal-mülk ve maddi imkânlarla alakalı olarak düşün-
               memek gerekir. İsrafı, maddi-manevi her türlü nimetin, yaratılış gayesine ters kullanılması ve
               boşu boşuna harcanması olarak değerlendirmek en doğrusudur. Dolayısıyla giyim-kuşamda,
               içinde oturulan binada ve evin döşenmesinde olduğu gibi, zaman ve sağlık gibi nimetlerde de
               israf söz konusudur. Bir insanın abdest alırken, lavaboda musluğu sonuna kadar açması nasıl
               israfsa sağlığını tehlikeye atması, zamanını doğru ve verimli kullanmaması aynı şekilde israftır.

                   Müslüman, elindeki nimetin veya içinde bulunduğu fırsatların kendisi için bir imtihan
               vesilesi olduğunu bilmelidir. Aynı
               zamanda bu nimetlere çok sayıda       * Hazıra dağ dayanmaz.
               insanın sahip olamadığını, dünyada    * Ayağını yorganına göre uzat.
               milyonlarca insanın açlık, susuzluk   * Bol bol yiyen, bel bel bakar.
               ve yoksulluk içinde kıvrandığını dü-  * İşten artmaz, dişten artar.
               şünmelidir. Allah Teala’nın emanet    * Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
               olarak verdiği nimetlerde yoksulla-                                   Atasözleri
               rın hakkı olduğu bilinciyle hareket
               etmeli, israftan kaçınıp infaka yö-
               nelmelidir.






               212  İsrâ suresi, 29. ayet.
               213  Buhârî, Libas, 1; İbn Mâce, Libas, 23.
                                                          71
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60