Page 59 - İslam Ahlâkı 2. Ünite
P. 59

AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR                                 2. ÜNİTE


                   Hz. Peygamber (s.a.v), genel olarak insanlar için en kötü ve alçaltıcı iki huyun cimrilik ve
               korkaklık olduğunu, cimrilik duygusuyla imanın bir arada bulunmayacağını ifade etmiştir.
                                                                                                     226
               Başka bir hadiste mal hırsını demir zırha benzetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Cimri ile cömer-
               din durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer.
               Cömert, sadaka verdikçe üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini
               siler. Cimri ise bir şey vermek istediğinde, zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; ge-
               nişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.”  Yani cömert insanda mal hırsının ve cimrilik
                                                          227
               duygusunun baskısı azaldıkça o kişi huzura kavuşur. Buna karşılık cimri insandaki mal hırsı,
               vücudu sıkan bir zırh gibi onu insanı rahatsız eder ve cimri insan sonuçta insan, vicdanını
               rahatlatacak iyilikler yapamaz. Böylece cimrilik duygusu kendisini tam bir psikolojik baskı
               altına alır. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.v), cimrilikten Allah’a (c.c.) sığınmış, geçmişte bazı
               kavimlerin cimrilik yüzünden birbirlerinin mallarına saldırmak, kanlarını akıtmak suretiyle
               helak olduklarını belirtmiştir. 228



                “Zulümden sakınınız! Çünkü zulüm, kıyamet
                gününde zalime zifiri karanlık olacaktır. Cimri-
                likten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki
                ümmetleri helak etmiş, onları birbirlerinin hak-
                sız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helâl
                saymaya sevketmiştir.”             (Müslim, Birr, 56)




                   Malını harcamakta zorlanan, cimrilik eden insan hem kendine hem de ailesine zarar
               vermiş, fenalık etmiş olur. Zira rızkı veren Allah Teala’dır.  Servetin, mal ve mülkün asıl sahibi
               odur. İnsanlara emanet olarak verilmiş olan nimetlerde diğer insanların da hakkı vardır. Bu
               hakkın sahiplerine verilmemesi zulümden başka bir şey değildir. Diğer yandan savurganlık
               da dinimizce hoş görülmeyen tutumlardan biridir. Bu sebeple ne cimri olup dünyevileş-
               mek  ne de savurgan olup başkalarına el açacak hâle gelmek doğru bir davranış değildir.
               Bu durum Kur’an’da şu şekilde ifade edilmiştir: “Rahman’ın o has kulları, harcamalarında
               ne israf eder, ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar. ”
                                                                                                     229
               Benzer anlamdaki bir başka ayette de “Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver,
               sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan
               ise Rabb’ine karşı pek nankördür. ”  buyrulmuştur.
                                                   230
                                                                       “Kötü kimseler olsalar bile,
                 “Malı yaratılış gayesinin dışında harcamak israf, bu   cömertler için herkesin
                 gaye için harcamaktan kaçınarak elde tutmak cim-      kalbinde bir sevgi vardır. İyi
                 rilik, yaratılış gayesine uygun olarak harcamaksa cö-  olsalar  bile  cimrilere  karşı
                 mertliktir.”                                          herkesin kalbinde yalnız nefret
                                                                       vardır.”
                                               (Gazâlî, İhyâ, III, 259-260.)
                                                                            Hayatü’s-Sahabe, I, 123.

               226  bk. Ebû Dâvûd, Cihâd, 21; Nesâî, Cihâd, 8; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 256, 302, 320, 340, 4.
               227  Buhârî, Cihâd, 89, Zekât 28; Müslim, Zekât, 76-77.
               228  bk. Buhârî, Cihâd, 74; Müslim, Birr, 56.
               229  Furkan suresi, 67. ayet.
               230 isra suresi, 26-27. ayetler.
                                                          75
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64