Page 51 - İslam Ahlâkı 2. Ünite
P. 51
AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR 2. ÜNİTE
2.7. Hile Yapmak
Sen usandırma eli, el de usandırmaz seni
Hilekârlık eyleme, kimse dolandırmaz seni
“Bizi aldatan bizden değildir.” est-i âdâdan soğuk su içme, kandırmaz seni
(Müslim, İman, 164; Tirmizî, Buyu’ ,74) Korkma düşmandan ki ateş olsa yandırmaz
seni
Müstakim ol ki Hazret-i Allah utandırmaz seni!
Diyarbakırlı Said Paşa
(Mehmed Said Paşa, Divançe-i Eş‘âr, Diyarbakır 1288, Muhammesler Bölümü)
Hile ve dolandırıcılık, insanın başkalarını aldatması, dürüst davranmaması, yalan söyle-
mesidir. Kişiye ve topluma zarar veren, sosyal ilişkileri yaralayan, insanlar arasındaki güveni
zedeleyen ve huzuru bozan kötü davranışlardan biridir. Hile yapan, insanları aldatan kişiler,
kendilerine, ailelerine, çevrelerine ve topluma zarar verirler. Böyle kimseler, toplum tarafın-
dan sevilmezler ve saygı görmezler.
Hile ve dolandırıcılık yoluyla elde edilen kazanç, helal olmayıp aynı zamanda kul hakkı
sayılmaktadır. Allah Teala, aldatmanın, hilenin her türlüsünü yasaklamıştır. Hilenin en çok
yapıldığı alanlardan birisi de ticarettir. Kur’an-ı Kerim’de, ticaret esnasında hile yapanlar kı-
nanmış ve onların durumu şu şekilde anlatılmıştır: “Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay
hâline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman tam ölçerler. Fakat kendileri
onlara bir şey ölçüp yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. Onlar, büyük
bir gün; insanların, âlemlerin Rabb’inin huzurunda duracakları gün için diriltilecek-
lerini sanmıyorlar mı? 201
Hile yapılan ticaretin bereketi yoktur. Bereketi olmadığı için kısa zamanda azalır ve el-
den gider. Ölçü ve tartıyı eksik yapan her toplum mutlaka geçim sıkıntısına uğrar. Nitekim
bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılıncaya kadar
muhayyerdirler. Eğer doğru söyler ve (her şeyi) beyan ederlerse bu alışverişleri her ikisi hakkında
da mübarek kılınır. Gerçeği gizlerler ve yalan söylerlerse alışverişlerinin bereketi kalmaz.” 202 Bir
başka ayette de “Ölçtüğünüz zaman dürüst olun, tam ölçün. Doğru terazi ile tartın. Bu
hem ticaretiniz için daha hayırlı, hem de âkıbet yönünden daha güzeldir.” buyrul-
203
muştur.
Şuayb’ın (a.s) peygamber olarak “Kim mümine zarar verirse Allah da onu
gönderildiği Medyen kavmi kendi men- zarara uğratır. Kim de mümine meşakkat
faatleri ve dünyevi çıkarları uğruna verirse, Allah da ona meşakkat verir.”
haksızlık yapmaktan çekinmeyen bir (Tirmizî, Birr, 27)
kavimdi. Bu kavim, Kur’an’da putperest-
liklerinin yanı sıra özellikle ticarette hile
yaptıkları için uyarılmıştır. Hz. Şuayb onları şu şekilde uyarmıştır: “Ey Kavmin! Ölçüyü ve
tartıyı adaletle tam yapın. İnsanların eşyalarını (mallarını ve halklarını) eksiltmeyin.
201 Mutaffifin suresi, 1–6. ayetler
202 Buhârî, Buyu’; 19, 22; Müslim, Buyu’, 47; Ebû Dâvud, Buyu’, 53; Tirmizî, Buyu’,26.
203 İsra suresi, 35. ayet.
67