Page 16 - İslam Ahlâkı 2. Ünite
P. 16
2. ÜNİTE AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR
1.5. Kanaatkâr Olmak
Kanaat, elde olana razı olmaktır. Azla yetin-
mek, ihtiyaçları asgari ölçüde karşılayabilecek
“İhtiyaçtan fazlasına meyletme maddi imkânlarla yetinmektir. Kanaat, alın teri ile
ki sana galebe etmesin, sana kazanılana razı olmak, başkalarının elindeki şey-
bey olmasın.” lere göz dikmemek ve fazla kazanma hırsından
(Mesnevî, 3/2260)
kurtulmaktır.
Kâinatı yaratan Allah (c.c.), mahlukatın rızkını da vermiş; “Yeryüzündeki bütün canlıların
84
rızkı sadece Allah’a aittir...” buyurarak bu konuda kullarının endişelenmemesini istemiştir.
Ancak birçok hikmet gereği Allah Teala, rızkı, kulları arasında farklı farklı taksim etmiş, kimine
az, kimine çok vermiştir. İşte kanaatkâr olmak da burada ortaya çıkmaktadır. Kendisine az
verilen hâline, durumuna razı olup mal hırsına kapılıp haksız kazanç yollarına girmemeli; zen-
gin de cimrilik ve açgözlülükten kaçınarak sahip olduklarının Allah’ın (c.c.) emaneti olduğunu
düşünerek infak etmekten kaçınmamalıdır.
Kanaat sadece yoksullara, fakirlere mahsus bir haslet değildir. Zengin bir kimsede mal
sevgisi, kazanma hırsı daha fazla olabilmekte; dolayısıyla sahip oldukları ile yetinmeyip mal
biriktirmeye çalışabilmektedir. Dolayısıyla tamahkâr olmamak, kanaat ederek yaşamak zengin,
fakir her Müslüman’ın sahip olması gereken bir haslettir. Nitekim kanaatkâr olmayan insan
ahireti unutmakta, dünyaya daha fazla meyletmektedir.
Mutlu olmak, sahip olduklarımıza sevinmek, “Taneyi bırakan kuş o hilesiz,
sahip olamadıklarımıza üzülmemekle mümkün düzensiz ovanın tanelerini yer,
olabilir ancak. Şükür, elimizdekilerin kıymeti- doyar. Kanaatkâr olduğu için
ni bilmek, Allah’a (c.c.) hamd etmektir. Nimetin kurtulur, hiçbir tuzağa düşmez;
varlığı ve devamı kanaatkâr olup şükretmekle kolu, kanadı bağlanmaz.”
mümkün olur. Nimetin değerini bilmemek ya da (Mesnevî, 3/2860)
ne kadar mala sahip olursak olalım yetinmeyip
BİR PROJE / (Askıda Ekmek)
“Askıda Ekmek”, yurdumuzun pek çok ilinde uygulanan
bir cömertlik projesidir. Fırınların camında görmüşüzdür
muhakkak “Askıda Bedava Ekmek” yazısını. Fırına ekmek
almaya giren bir vatandaş, aldığı ekmek sayısından daha
fazla ekmek parası öder. Fırıncı, ücreti ödenen ekmek sayı-
sını bir tahta ya da panoya yazarak ilan eder. Böylelikle ihti-
yaç sahibi başka bir vatandaş fırına geldiğinde askıdaki ek-
meklerden alabilme imkânına sahip olur. Kültür tarihimizde
benzerlerini görebileceğimiz bu uygulama, ülkemizde çok
rağbet görmekte ve birçok ilde uygulanmaktadır.
84 Hûd suresi, 6. ayet.
32