Page 13 - İslam Kültür ve Medeniyeti 5. Ünite
P. 13

V. ÜNİTE
              İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE SANAT



              İslam  minyatür  sanatının  örneklerine  Timur  Dö-
          nem’i’nde  çokça  rastlanır.  Osmanlı  Dönem’i  minyatür
          sanatının  ilk  örnekleri  ise  Edirne  ve  Amasya’da  ortaya
          çıkmıştır. Türk minyatürü XVI. yüzyılın ikinci yarısında en
          olgun  ve  verimli  yıllarını  yaşamıştır.  Matrakçı  Nasuh  ve
          Levni,  Osmanlı  minyatürürün  ünlü  isimlerindendir.  Bir
          zaman sonra Batı’nın etkisiyle minyatürde çağdaş resme
          yönelme görülmüştür. Minyatür, günümüzde geleneksel
          bir sanat olarak varlığını sürdürmektedir. 27
                                                                            Minyatür sanatından bir örnek
              Kâşi (Çini): Kelimenin aslı Osmanlıca çînî olup porselen sanatını dünyaya tanıtan Çinlilere
          izafetle Çin isminden türetilmiştir.


              İslam mimarisinde çini sanatının ilk uygulamaları Uygur, Gazne ve Karahanlı gibi Türk dev-
          letlerinde görülür. Anadolu’ya girişi ise Selçuklular ile gerçekleşmiştir. Türklerde iç ve dış mima-
          ri süslemenin en renkli kolu olan çini, asıl gelişimini Anadolu’da göstermiştir. Çeşitli tekniklerle
          hazırlanmış en güzel ve başarılı çini örnekleri Osmanlılar Dönem’i’nde görülmüştür. Osmanlılar
          Dönem’i’nde çiniciliğin merkezi İznik ve Kütahya olmuştur.
                                                                  28
              Çini sanatının en parlak dönemine ait örneklerin toplandığı son eser, İstanbul Sultan Ahmet
          Camii’dir. Kayıtlara göre bu yapıda, elli farklı lâle deseninden oluşan yirmi bini aşkın çini kullanıl-
          mıştır. Mavi renkli çinileri sebebiyle bu cami, yabancı ziyaretçiler tarafından “The Blue Mosque
          (Mavi Cami)” adıyla anılmaktadır.


                     BİLGİ NOTU
                “Çini  hamurundan yapılmış çeşitli biçimlerdeki levhalar renklendirilip sır (silis, kuvars ve kurşun
             oksit karışımı) içine bandırılıp kaplanarak fırınlanır. Eriyen sırın levha üzerinde meydana getirdiği koru-
             yucu saydam tabaka, çini sanatının esası olmuş ve kullanıldığı mimari süslemeye solmayan bir renklilik
             sağlamıştır. Killi topraktan pişirilerek yapılan duvar kaplama malzemesine çini veya seramik, kullanım
             eşyasına keramik, saf kilden yapılan kalitesi yüksek malzemeye ise fağfur (porselen) ismi verilmiştir.”
                                                                                                            Şerare Yetkin, Çini,  DİA, C 8, s. 329; Aziz Doğanay, Türk Çini
                                                                                          Sanatı, s.172.



              Ahşap Sanatı: Ahşap, madene ve taşa göre işlemesi kolay, naif ve görünümü sıcak bir mal-
          zemedir. Gündelik hayatın her alanında kullanılır. Farklı ağaç cinslerinden seçilen ahşabın oyma,
          kakma ve geçme (kündekâri) gibi tekniklerle işlenmesi sonucu yeni bir sanat dalı doğmuştur.

              Sivil ve dinî mimaride ana yapı malzemesi ve süsleme unsuru olarak kullanılır. Cami, türbe, sa-
          ray, köşk ve evlerin kapı, pencere, merdiven trabzanı, peyke, tavan, küpeşte ve cumba gibi mimari
          elemanlarında kullanılmıştır. Minberler, vaaz kürsüleri, Kur’an mahfazaları, rahleler gibi eşyalar da
          ahşap sanatının kapsamındadır.



          27 İbrahim Sarıçam, Seyfettin Erşahin, İslam Medeniyet Tarihi, s. 200.
          28 Gönül Öney, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatları, s. 93; İlhan Özkeçeci, Şule Bilge Özkeçeci, Türk Sanatında Te-
            zhip, s. 210.


                                                        96
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18