Page 16 - İslam Kültür ve Medeniyeti 5. Ünite
P. 16

V. ÜNİTE
                                                                      İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE SANAT
























                                                   Edirne Darüşşifası.


                    BİLGİ NOTU

                Edirne Darüşşifası ve Fatih Darüşşifası gibi hastanelerde hastalıkların tedavisinde musiki kullanılmış-
             tır. II. Bayezid’in 1486’da Edirne’de yaptırdığı külliyenin şifahanesinde sinir ve akıl hastaları, özel olarak
             10 makamdan bestelenen musiki parçalarıyla tedavi edilmiştir. Günümüzde de dünyanın pek çok ülke-
             sinde musikiyle tedavi uygulama ve araştırmaları yapılmaktadır.
                                                                        Haşmet Altınölçek, Müzikle Tedavi, s. 3.




             Kur’an ve Musiki: Kur’an tilaveti musiki olarak değerlendirilmemiştir. Ancak “...Kur’an’ı ağır
          ağır, tane tane oku.”  ayeti ile “Kur’an’ı sesinizle süsleyiniz.”  hadisi, kıraatte güzel sesin önemini belir-
                                                               31
                            30
          tir. Kur’an’ı ruh ve manasından soyutlayarak onu salt bir ses ya da nağmeye indirgeyerek okumak
          hoş görülmez. Kur’an’ı kıraate uygun ve anlayarak okumak esastır.

             Ezan: Tevhidin ilanı ve namaza çağrı işlevi olan ezanın okunuşu, aynı zamanda bir sanattır.
          Osmanlı Dönem’i’nde Selâtin camilerde görev yapacak imam ve müezzinlerin güzel sesli ve musi-
          ki bilgisine sahip olmaları tercih edilmiştir. Osmanlı’da müezzinliğin ayrı bir yeri vardı. Enderun’a
          alınan güzel sesli ve kabiliyetli gençler, musiki eğitiminden sonra hünkâr müezzinliğine seçilirlerdi.



                    BİLGİ NOTU
                 “Birden fazla müezzini bulunan camilerde, müezzinlerin toplu olarak veya sırayla yaptıkları mü-
              ezzinlik faaliyetine cumhur müezzinliği denir. İki müezzinin karşılıklı olarak okuduğu ezana çifte ezan
              denir. Eskiden İstanbul’da sabah ezanının sabâ ve dilkeşhâverân; öğle ezanının hicaz ve rast; ikindi eza-
              nının hicaz ve uşşak; akşam ezanının segâh, rast ve dügâh; yatsı ezanının ise uşşak, nevâ, rast ve hicaz
              makamlarında okunması bir gelenek hâline gelmişti.”
                  Turan Koç, İslam Estetiği, s.193; Nuri Özcan, Türk Dinî Musikisi, s.223-224; Mustafa Tahir Öztürk, Türk Musikisi Açısın-
                                                                                         dan Ezan, s.60.




          30 Müzzemmil Suresi, 4. ayet.
          31 Buhari, Tevhid 52.




                                                      99
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20