Page 8 - Tezhib 1. Ünite
P. 8
1. ÜNİTE
Serlevha sahifelerinde süsleme, Selçuklu Dönemi’nde genelde bu şekildedir. Cetvel
çekilmeden dendanlı form olarak hazırlanmış serlevha sahifesi yok denecek kadar azdır.
Sure başları, fasıl başları 6-7 cm’lik süsleme çerçevesi içindedir. Bu dikdörtgen çerçevenin
içine sure başı veya açıklaması yazılmıştır. Son sahifeler bazılarında süslenmemiştir.
Genelde tezhibli kısımlar, sahifenin alt kısmında bulunmaktadır ve bu kısımların tamamı
tezhiblidir.
Selçuklu tezhiblerinde; lacivert, yeşil, geniş satıhları kaplayan altın, kırmızı renkli
cetveller en çok kullanılanlardır. Motifler, geometrik zencerekler, geçmeler, düğümler ve
rumi kompozisyonlar olmak üzere genelde geometrik formlardır.
11. yüzyılda Selçuklu tezhibinde daha çok geometrik formlar, altıgenler, sekiz köşeli, dört
köşeli yıldızlar, düğümlü geçmeler (özellikle saadet düğümü) kullanılmıştır. 13. yüzyıla
doğru gelindikçe geometrik düzenin yanı sıra bitkisel kompozisyon formlarına önem
verildiği görülür. Kullanılan rumiler oldukça iri ve dolgundur. Tepelik ve ortabağ ile serbest
kompozisyon oluşturan rumiler arasında orantı farkı büyüktür. Selçuklu tezhibinde, 16.
yüzyılda rumilere benzeyen dilimleri andıran başlangıç niteliğindeki dilimli rumilerin
kullanıldığı görülür.
Sahife kenarlarında kullanılan güllerin de kendine has karakteri vardır. Bu güllerde
kullanılan motifler bitkisel kökenli olmayıp rumi hatlarından oluşmuştur. Bunlarda “münhani”
denilen eğriler sıkça kullanılmıştır. Selçuklu sanatkârlarının Anadolu’da meydana
getirdikleri eserlerin bir özelliği de Orta Asya hayvan üslubunun etkilerini taşımalarıdır.
12. yüzyılda gelişmeye başlayan Türk tezhibi 13. yüzyıl sonlarında en güzel örneklerini
vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmasıyla Anadolu’da Beylikler Dönemi sanatı
yaşamaya başlar. Çeşitli beylikler devraldıkları Selçuklu sentezinin yanı sıra yeni dene-
melere giderek sanat tarihi açısından son derece renkli, ilginç bir dönem yaşatmışlardır.
14. yüzyılda Ermenek, Karaman ve Konya’da Karamanoğulları; Beyşehir’de Eşrefoğulla-
rı; Eğirdir’de Hamidoğulları; Kütahya’da Germiyanoğulları; Birgi ve Selçuk’ta Aydınoğulla-
rı; Manisa’da Saruhanoğulları; Adana’da Ramazanoğulları; Elbistan’da Dulkadiroğulları;
Bursa, İznik ve Söğüt’te Osmanoğulları Anadolu’nun hâkimi olmak hevesindedirler. Si-
vas ve Kayseri bölgesinde parçalanan İlhanlı İmparatorluğu’nun varisi olmak iddiasında
olan Ertenaoğulları, Doğuda ise Oğuz boylarından Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri
güçlenmektedir. Bunlar daha sonra İran’a bağlanarak Doğu Batı kültür etkileşimine yol
açarlar.
18