Page 9 - Tefsir 4. Ünite
P. 9
4. ÜNİTE KUR’AN'I ANLAMA VE YORUMLAMA
Tefsir genellikle rivayet ve dirâyet diye ikiye ayrılır. Tefsir ta-
rihinde yazılan tefsirler, bu iki yönteme göre yazılmıştır. Rivayet
tefsiri Hz. Peygamber’in hadisleri, sahabe ve tâbiin sözlerine da-
yanır. Bir ayetin yorumuna dair rivayet, özellikle de hadis varsa,
aklın hareket alanı biraz daralmış olur. Fakat rivayet olsa bile bu,
artık her şey bitmiş anlamına gelmez. Rivayetle birlikte ayetler
üzerindeki inceleme ve tahlil daha ileri boyuta taşınabilir. 18
Allah’ın (c.c.) kitabını en iyi anlayan ve açıklayan insan Hz.
Muhammed’dir (s.a.v.). Çünkü onun maksadını ondan daha iyi
bilen kimse yoktur. Bu çerçevede ondan gelen sahih rivayetler,
ayetlerin anlaşılmasında ve izah edilmesinde en değerli, vazge- “Andolsun Allah’ın Resûlü’nde
çilmez kaynaktır. Söz konusu rivayetler, Taberî, İbn-i Ebî Hatim sizin için; Allah’a ve ahiret
(ö. 939), Suyûtî (ö. 1505) ve İbn-i Kesir (ö. 1372) gibi müfes- gününe kavuşmayı uman,
sirlerin yazdığı tefsirlerde, Buharî (ö. 870) ve Müslim (ö. 874) Allah’ı çok zikreden kimseler
gibi âlimlerin derlediği hadis kitaplarında yerini almıştır. Müslü- için güzel bir örnek vardır.”
manlar, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ait sözlerini, “hadis”, fiillerini (Ahzab suresi, 21. ayet)
ise “sünnet” olarak kabul etmiş, böylece onları diğer sözlerden
ayırmışlardır.
Allah Resûlü, bir keresinde Allah’ın (c.c.) cennetlikler için ha-
zırladığı ödüllerden bahsederken, “Orada hiçbir gözün görme-
diği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir beşerin düşünemediği, hiç
bilmediğiniz şeyler vardır.' demiş sonra da eklemiştir: İsterseniz
'Hiçbir kimse, kendisi için memnun edici nelerin saklandığını
bilemez.' ayetini okuyun.” Demek ki Allah Resûlü, cennetle
20
19
ilgili fikrini, bu ayetin yorumundan çıkarmıştır. Bu misalde hadis,
bir ayetin üstü kapalı geçtiği “saklanan şeyler”in neler olduğunu
açıklamıştır.
Sünnetin yardımı ile ayetin maksadının tespiti, anlaşılması zor
ifadelerin çözümü, genel hükümlerin sınırları, özlü anlatımların
geniş izahı mümkündür. Mesela, Hacc’ın farz oluşunu bildiren
21
ayette, “Kâbe’ye yol bulabilenlerin onu ziyaret etmesi Allah
(c.c.)’ın insanlar üzerinde hakkıdır...” buyrulur. Bir adam bu
22
ayetteki “yol bulabilenlerin” mealinı sorunca Resûlullah , “azık”
ve “binek” olduğunu söylemiştir. Bunun gibi Kur’an-ı Kerim’de
23
açıklanmayan haccın yapılışı, namazın kılınış şekli, zekâtın mik-
tarı ve ibadetlerle ilgili diğer hususları Resûlullah’tan öğreniriz.
Onun bunlar hakkında ya hadisleri vardır veya onun nasıl uygu-
ladığına dair sahabeden gelen haberler vardır. Onlara bakarak
ayetleri tefsir yaparız. Benzer şekilde suçlar ve günahlar için ge-
tirilen hükümlerin detayları Kur’an-ı Kerim’de yer almaz, onları
yine Hz. Peygamber’in açıklamaları veya uygulamalarından öğ-
renir, ayetleri de ona göre detaylandırırız. 24
18 Zerkeşî, el-Burhân, C 3, s. 80.
19 Secde suresi, 17. ayet.
20 Zerkeşî, el-Burhan, C 2, s. 130; Secde suresi, 17, 32. ayetler.
21 Suyûtî, el-İtkân, C 2, s. 244-264.
22 Âl-i İmrân suresi, 97. ayet.
23 Taberî, Câmi‘u’l-Beyân, C 5, s. 612.
24 İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, C 1, s. 46-47.
95