Page 7 - Tefsir 3. Ünite
P. 7

3. ÜNİTE                                                                   TEFSİR TARİHİ


                                                  PAYLAŞALIM

                 Hz. Peygamber'in vefatından otuz yıl sonra Müslümanlar, İran topraklarının tamamını ve Bizans
              İmparatorluğu’na bağlı Mısır, Suriye, Kudüs ve Irak topraklarını fethetmişlerdi. Bunun sonucunda
              o bölgelerdeki Yahudi, Hristiyan, Zerdüşt ve Sâbiîler'den bazıları Müslüman olmuşlardı.
                 Farklı kültürlerden olup da İslam’a giren insanların daha önce Müslüman olan insanlarla
              arasında ne gibi kültürel etkileri olmuştur? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.



            Tâbiîn, Peygamberimizle bizzat karşılaşmamış ve ayetle-
          rin indirilişine tanıklık etmemişlerdi. Bundan dolayı Tâbiîn
          Dönemi müfessirleri, ayetleri yorumlarken daha fazla açık-
          lama yapma gereği duymuşlardır. Bu dönemde Kur’an ta-
          mamen tefsir edilmeye başlanmıştır.
            Sahabe Dönemi'nde sözlü olarak devam eden tefsir faaliyetle-
          ri, tâbiîn döneminde de aynı özelliğini büyük oranda sürdürmüş-
          tür. Ancak ayetlerin yorumunda rey ve içtihadın kullanımı daha
          fazla genişlemiştir.

            Tâbiîn Dönemi tefsir hareketinde lügat, sarf, nahiv ve be-
          lagat gibi dilbilimi ve anlam bilimi çalışmaları daha da yo-
          ğunlaşmıştır.

            Müslümanlar,  farklı  kültürlerle  karşılaşınca  ortaya  çıkan
          sorular  tefsir  çalışmalarını  hızlandırdı.  Hatta  Arap  olmayan
          milletlerden Müslüman olan pek çok kimse tefsir öğrenmeye
          yöneldi. Bunlar içinde bir de mevâli denilen kimseler vardı.
          Mevâlî, kölelikten azat edilen kimseler için kullanılan özel bir
          isimdir. Mevâlî, ilmi faaliyetlerde özellikle de tefsir hareketin-
          de büyük bir rol almıştır.

            Bu arada Müslümanlar da kıssaların tefsirinde ehl-i kitap
          denilen Yahudi ve Hristiyan kültüründen İsrailiyat adı veri-
          len bilgileri kullanmada sakınca görmediler. Çünkü o bilgi-
          lere tefsirlerde yer verilmesi onları tasvip etme anlamına
          gelmez.  Kur’an’a  ters  olmamak  üzere  Müslüman  âlimler,
          İsrailiyattan ayetin anlamına uygun düşen bilgileri göster-
          mek ve hakkında bilgi olmayan konuları da araştırılsın diye
          nakletmişlerdir. Bu tür bilgi ve haberler, özellikle Tevrat, İncil
          ve Kur’an’da geçen peygamberlerin hayatlarıyla ilgili bilgiler   Mukâtil b. Süleyman’ın (ö. 767)
          konusunda yoğunlaşır.                                          Kitabu’t-Tefsiri’l-Kebir’i Kur’an-ı
                                                                       Kerim’i baştan sona tefsir eden ilk yazılı
            Kur’an’ın  Kur’an’la  tefsiri  anlayışı  Sahabe  Dönemi'nde          tefsirlerdendir.
          olduğu gibi tâbiîn döneminde de aynı şekilde devam etmiştir.

            Tâbiîn Dönemi tefsir faaliyetleri sonucunda bütün Kur’an
          ayetleri tefsir edilmiş ve tefsir müstakil bir ilim olarak ortaya
          çıkmaya başlamıştır. Ayrıca bazı sahabîlerin tefsir yöntemle-
          rini takip eden tâbiîler; Mekke, Medine ve Kûfe tefsir ekol-
          lerini oluşturmuşlardır.


                                                                                                   65
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12