Page 2 - Tefsir 3. Ünite
P. 2
TEFSİR 3. ÜNİTE
1. Tefsirin İlk Dönemi
1.1. Hz. Peygamber Dönemi
NOT EDELİM Bir peygamber olarak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) üç te-
mel görevi vardır: Vahiyle gelen bilgileri insanlara ulaştır-
“(Onlar mı hayırlı) yoksa ilk mak (tebliğ), gelen vahyi insanlara açıklamak (tebyin) ve
baştan yaratan, sonra yaratmayı hüküm koymak (teşri’). Bu görevler Kur’an-ı Kerim’de “Ey
tekrar eden ve sizi hem gökten Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et...”, “...Sana da bu
hem yerden rızıklandıran mı? Kur’an’ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın
Allah’tan başka bir ilah mı var! diye. Belki düşünürler.” ve “O (peygamber); onlara iyiliği
De ki: Eğer doğru söylüyorsanız emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz
siz kesin delilinizi getirin!” şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki
(Neml suresi, 64. ayet) ağır yükleri ve zincirleri kaldırır...” ayetleri ile açıklanmıştır.
1
Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah (c.c.) tarafından peygam-
ber olarak görevlendirildikten sonra Kur’an vahyedilmeye
başlandı. O vahyedilen Kur’an ayetlerini insanlara tebliğ
ediyor, onlara ulaştırıyor ve duyuruyordu. Peygamberimiz
NOT EDELİM döneminde Müslüman olanlar hem Kur’an’ı öğreniyor hem
de onun çizdiği doğrultuda nasıl yaşayacaklarını öğreniyor-
‘’Ey Peygamber! Allah’a karşı lardı. Kur’an'ın dili Arapça idi, onun dediklerini anlıyorlardı.
gelmekten sakın. Kâfirlere ve Anlamadıkları ayetleri Peygamberimize soruyorlardı. Ayetle-
münafıklara itaat etme. Şüphe- rin nasıl uygulanacağını ise zaten ondan görüyorlardı. Böy-
siz Allah hakkıyla bilendir, hü- lece Hz. Peygamber gerek uygulamaları, gerekse sözleri ile
küm ve hikmet sahibidir.’’ Kur’an’ı sahabeye anlatmaya ve açıklamaya özen gösteriyor-
(Ahzâb suresi, 21. ayet) du. O, Kur’an’ı en iyi bilen ve en doğru tefsir edendir. Çünkü
o, Allah (c.c.) elçisidir. Kur’an’ın tefsir edilmesi işte bu şekil-
2
de başlamış oluyordu.
Kur’an-ı Kerim’de namaz kılınması emredilmiş, ancak na-
mazın vakitleri ve rekât sayıları Peygamberimiz tarafından
açıklanmıştır. Yine Kur’an da oruç, hac ve zekat emredilmiş
ama onların nasıl yapılacağı açıklanmamıştır. Peygamberi-
miz bunların yapılma şeklini uygulamalı olarak göstermiştir.
Örneğin hacla ilgili şu ayeti ele alalım: “Biz, Kabe’yi
insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de
İbrahim’in makamından bir namaz yeri edinin...” Câbir b.
3
Abdullah (r.a) şöyle anlatmıştır: “Resûlullah, Mekke’ye gelince
mescide girdi, önce Hacerü’l-Esved’i selamladı, sonra Kâbe’yi
sol yanına alarak üç defa hızlıca yürüyerek ve dört sefer de
Sahabîler şöyle demiştir; “Biz Kur’an’ı normal yürüyerek tavafı tamamladı. Ardından Makam-ı
ilim ve amel olarak birlikte öğrendik.” İbrahim’e gelerek, '... İbrahim’in makamından bir namaz yeri
4
(İbn Hanbel, Müsned, C 5, s. 410) edinin...' ayetini okudu. Makamı kendisi ile Beytullah arasına
alarak iki rekat tavaf namazı kıldı. Namazdan sonra
Hacerü’l-Esved’i eliyle selamladı. Sonra Safa Tepesine çıktı.
1 Mâide suresi, 67. ayet; Nahl suresi, 44. ayet; A’raf suresi, 157. ayet.
2 bk. Nahl suresi, 64. ayet.
3 Bakara suresi, 125. ayet.
4 Bakara suresi, 125. ayet.
60