Page 5 - Tefsir 3. Ünite
P. 5

3. ÜNİTE                                                                   TEFSİR TARİHİ



          O, öğrencileri vasıtasıyla Mekke tefsir ekolünün öncüsüdür.           ARAŞTIRALIM
          İbn Abbas’ın tefsir rivayetleri bütün tefsir kitaplarına kat-
          kı sağlamıştır.  Mesela Nasr suresinin tam olarak inen son      İslam'ın dünyaya yayılmasında
                       16
          sure olduğu ve Hz. Peygamber'in   görevini tamamlama ve       ve öğrenilmesinde sahabe neslinin
          vefat etme vaktinin yaklaştığı bilgisi sahabilere ait bir gö-  emeği büyüktür. Allah onlardan
          rüştür. 17                                                    razı olsun.

            Sahabenin tümü, aynı düzeyde Kur’ân tefsirine vakıf de-       Ülkemizde ve çevrenizde
          ğildi. Ancak onlardan pek çok kişi, Kur’ân tefsiri alanında   kabirleri bulunan sahabîleri
                                                                        araştırınız.
          yorum ve rivayetlerde bulunuyordu. Kur’an ve tefsir bilgisi
          en fazla olan sahabîlerden biri de Abdullah b. Mesud’dur
          (r.a.) (ö. 652). Abdullah b. Mesud gençliğinden itibaren Hz.
          Peygamberin (s.a.v.) yanından hiç ayrılmamıştır. Bu sebep-
          le esbab-ı nüzule genel olarak vakıftı. Ayrıca o Kur'an-ı Ke-
          rim'in son arzına (arza-ı ahîra) şahitlik edenlerden biridir.
                                                                 18
          O, Kûfe tefsir ekolünün hocasıdır. Onun rey ve içtihada da-
          yanan tefsir anlayışı daha sonra Hanefî mezhebi tarafından
          esas alınmıştır. Mesela Mâide suresi 89. ayeti yemin kefare-
          tinden bahseder, son kısmında da: “... Bunları bulamayan
          üç gün oruç tutar...” buyrulur. İbn Mesud, ayetin tefsirinde
          üç gün orucun [ تاعِباتـتم ] yani ‘art arda’ tutulacağını belirt-
                            َ َ َ ُ
          miştir. Bunun için Hanefi mezhebine göre yemin kefareti
          orucu, üç gün peş peşe tutulur.
            Sahabîler, ayet ve surelerin nüzul sebeplerini yaşamış,
          manalarını  Allah'ın  (c.c.)  elçisinden  öğrenmiş  ve  Kur'an'ı   Resûlullah'a ev sahipliği yapmış olan Ebu
          tefsir etmenin büyük sorumluluğunu taşımışlardır. Onların   Eyyüp El-Ensarî (Halid b. Zeyd) adına
          tefsirleri nesilden nesile iftiharla nakledilmiştir.          İstanbul Eyüp'te yaptırılan cami.
            Sahabe  Döneminde  tefsir  Hz.  Peygam-
          ber’in  açıklamalarına  dayanıyordu.  Başka                  BİLGİ KUTUSU
          bir deyişle tefsir, Allah (c.c.) elçisinin açık-  Sahabe tefsirinin bazı özellikleri
          lamalarından oluşuyordu. Onun açıklama-
          larında da hata ihtimali söz konusu değildi.   •  Ayeti ayetle, nüzul sebepleri ve Hz. Peygamber'den
          Tefsir, daha sonraları sahabe açıklamalarını    işitmiş oldukları açıklamalarla tefsir etmişlerdir.
          da içine almaya başladı. Bu dönemde fıkıh,   •  Kur'an'ı ayet ayet baştan sona tefsir etmemişlerdir.
          kelam ve siyaset konularının Kur’an’a dayalı   •  Tefsir yaparken daha çok garip lafızlarla ilgili kısa
          yorumları,  daha  sonraları  fıkhi,  kelami  ve   açıklamalar yapmışlardır.
          mezhebi tefsirlerin de alt yapısını oluştur-
          duğu söylenebilir.                           •  Ahkâm âyetlerini geniş bir tahlile tâbi tutarak
                                                          hüküm istinbatmda bulunmamışlardır.
            Sahabenin ayetlerin kelime ve terkiple-
          rindeki  manalarını  açıklamaları  önemlidir.   •  Yaptıkları açıklamalar kendi dönemlerinde henüz
          Gerektiğinde yaptıkları içtihatlar da anlam-    tedvin edilme mişti.
          lıdır.  Bunlar  mutlaka  tefsirde  göz  önünde       (Muhsin Demirci, Tefsir Usulü ve Tarihi, s. 293)
          bulundurulmalıdır.


          16  İ. Lütfü Çakan-Muhammed Eroğlu, “Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib”,
            TDV İslam Ansiklopedisi, C 1, s. 78.
          17  bk. Müslim, Tefsîr, 21.
          18  Suyûtî, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, C 1, s. 158.

                                                                                                   63
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10