Page 7 - Tefsir 2. Ünite
P. 7
2. ÜNİTE TEFSİR İLMİ VE KAVRAMLARI
ARAŞTIRALIM
• “İşte kitap, onda şüphe yok. Hidayettir müttakilere.”
(Elmalılı M. Hamdi Yazır, Kur’an-ı Kerim Meali)
• “Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu ilahi kitap, Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde
olanlara bir rehber (olarak indirilmiş) dir.” (Muhammed Esed, Kur’an Mesajı)
• “Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.”
(TDV, Kur’an-ı Kerim Meali)
Yukarıda Bakara suresinin 2. ayetinin anlamı üç ayrı mealden verilmiştir. Meallerdeki
farlılıkları bularak sebeplerini araştırınız.
3. Tefsirle İlgili Diğer Terim ve İlimler
Kur’an-ı Kerim, doğrudan insana hitap eden ilahi bir
kitaptır. İnsanın, onu doğru bir şekilde anlaması Allah’a
(c.c.) karşı bir sorumluluğudur. Genel olarak Kur’an’ın
ayetleri açık ve maksadı anlaşılır bir yapıdadır. Ancak bazen
bir ayette geçen bir kelime okuyucu için anlam bakımından
kapalı (müphem) olabilir. Bu kapalılık bazen bir ayet,
bazen bir hadis, bazen de sözlük yardımı ile giderilebilir.
İşte ayetlerin başka bir yardımcı ile açıklanabilmesi
Müslümanları, çeşitli ilmî çalışmalara yönlendirmiştir. Bu
gayretler zamanla Ulûmu’l-Kur’ân [ ِ نٰارقْلا موُلع ] adı verilen
ُ
ُ
ُ
ilimlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. ْ
NOT EDELİM
Kur’an ilimlerinin aslını Peygamberimizin Kur’an’ı tebliği
ve yaşayışında görmekteyiz. Ondan sonra Kur’an’ı doğru Hz. Muhammed (s.a.v.)
anlama ve açıklama görevini sahabe üstlenmiştir. Onlar, buyuruyordu ki;
vahyin inişi sürecinde yaşadıkları için hangi ayetin hangi “Bir grup, Allah’ın (c.c.) kitabını
olay veya soru üzerine indiğini biliyor, Peygamberimizin okuyup müzakere etmek üzere bir
ayetlerle ilgili açıklama ve uygulamalarına şahit oluyorlardı. araya gelecek olsalar, üzerlerine
Sahabe de ayetlerin açıklamasını soranlara sebeb-i nü- bir huzur ve güven duygusu iner
zul, kelime manaları ve benzeri yönleri açıklayarak cevap ve onları Allah’ın (c.c.) rahmeti
vermişlerdir. Bazen de ayeti ayetle, hadisle veya dil ile ilgili bürür. Melekler de onların etrafını
sararlar. Allah da (c.c.) onları
deliller getirerek açıklamışlardır. Onlar mushaf çoğaltılır- katındaki değerli kimselerle anar.”
ken ayetlerin yanlış okunmasını önlemek üzere özel imla
kurallarını (Resmu’l-Mushaf) özenle korumuşlardır. (Müslim, Zikir, 38)
İslam coğrafyası genişleyince yeni Müslüman olanlar,
Kur’an’ı okumak ve anlamakta bazı zorluklarla karşılaştılar.
Bunun için lügat, rivayetler, israiliyyat, kıraat, Kur’an’ın fa-
ziletleri ve ahkamı gibi konulara dair çalışmalar hız kazan-
dı. Örneğin, Hasan el-Basri (ö. 728), Hz. Peygamber, saha-
be ve tâbiînden nakledilen tefsire ait rivayetleri bir araya
toplamıştı. Hicri ikinci asırdan itibaren ise Kur’an ilimleri
hakkında eserler yazılmaya başlandı. İbn Şihâb ez-Züh-
rî’nin Tenzîlü’l-Kur’ân ve Mukâtil b. Süleyman’ın el-Eşbâh
ve’n-nezâir fî’l-Kur’âni’l-Kerîm adlı eserleri bunlardandır.
37