Page 10 - Siyer 3. Ünite
P. 10
SIYER
hâlinde iken şehit oldu. Ebu Seleme ve eşi Ümmü Seleme, Erkam b. Ebi’l-Erkam, Osman b.
33
Maz’ûn, Said b. Zeyd ile Hz. Ömer’in kız kardeşi olan eşi Fâtıma bnt. Hattâb, Hz. Ebu Bekir’in kızı
Esma bnt. Ebi Bekir ve o sırada henüz küçük bir çocuk olan Hz. Âişe, Hz. Cafer ve eşi Esma bnt.
Umeys risaletin ilk yıllarında Müslüman oldular. 34
3. Mekke’de İslam Davetine Tepkiler
Kureyş’in ileri gelen kabilelerine mensup müşrikler Hz. Peygamber’in davetine ilk başlarda ka-
yıtsız kaldılar. Hz. Peygamber’in sözlerinden rahatsızlık duymayan Mekkelilerin daha sonraki
tepkileri, Hz. Muhammed’i (s.a.v.) gördükleri yerde onu işaret ederek “İşte Abdülmuttaliboğulları-
nın kendisiyle gökten konuşulan oğlu!” şeklinde alaya almak şeklinde oldu. Ancak bu pasif tu-
tum, ilahlarını açıkça yeren ayetlerin nazil olması ve atalarının akılsızlıkla suçlanması üzerine
35
yerini saldırı ve düşmanlığa bıraktı.
36
DEĞERLENDİRELİM
“(Resulüm) kuşkusuz biz sana Kevser’i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve
kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.”
(Kevser suresi, 1-3. ayetler.)
Kevser suresinin nüzul sebebini araştırarak müşriklerin davete tepkileri bağlamında
değerlendiriniz.
Daveti engellemek isteyen müşriklerin ileri gelenleri, kabile geleneğine uygun hareket ederek
Hz. Muhammed’i (s.a.v.) himaye eden amcası Ebu Talib’e gittiler. Yeğeninin ataları ve dinleri ile
ilgili söylediği sözlerden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Ancak Ebu Talib onların sade-
ce şikâyetlerini dinlemekle yetinip yeğenine verdiği desteğini sürdürdü. Girişimlerini Ebu Talib
nezdinde iki kez daha gerçekleştiren Mekkeliler bu şekilde sonuç alamayacaklarını anlayınca
Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara olan tutumlarını sertleştirdiler. 37
OKUMA PARÇASI
“Müşrikler, Abdülmuttaliboğulları adına Hz. Muhammed’i(s.a.v.) himaye eden
Ebu Talib’e giderek yeğenini şikâyet ettiler: ‘Ey Ebu Talib! Sen bizim büyüğümüz-
sün. Şeref ve mertebene de hürmetimiz var. Ancak sen Muhammed’i yaptığı işten
men etme isteğimizi yerine getirmedin. Andolsun ki onun atalarımıza sövmesine,
ilahlarımızı ayıplamasına artık tahammülümüz yok. Ya onu alıkoyarsın ya da iki taraftan
biri helak oluncaya kadar biz sizinle savaşırız.’ dediler. Kavminin söyledikleri kendisine ağır
gelen Ebu Talib, yeğenini çağırttı. Mekkeliler ile arasında geçen konuşmaları anlattıktan
sonra ona şöyle dedi: ‘Ey Kardeşimin oğlu! Bana ve kendine acı. Bana taşıyamayacağım
bir yük yükleme.’ Hz. Peygamber, amcasının kendisini himaye etmekten vazgeçtiğini zan-
nederek ‘Ey Amcacığım! Vallahi şayet onlar bu işi terk etmem için güneşi sağ elime ayı da
sol elime koysalar ben yine de vazgeçmem. Allah İslam’ı galip kılıncaya veya ben bu uğurda
helak oluncaya kadar onu bırakmam.’ dedi. Amcası yeğeninin üzüntüsünü ve aynı zaman-
da kararlığını görünce ‘Ey Oğlum! Git ve istediğini söyle. Seni asla yalnız bırakmayacağım.’
diyerek yeğenine destek sözü verdi.”
(İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 284-285.)
33 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 3, s. 116-122.
34 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 270-279.
35 bk. Enbiyâ suresi, 98, 99. ayetler; Ankebût suresi, 17. ayet.
36 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 169; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 131.
37 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 283-286.
64