Page 7 - Siyer 3. Ünite
P. 7
Ünıte 3
veya onunla sohbet etmesinden rahatsız oluyorlardı. Nitekim Hz. Peygamber’le görüşmek
için Mekke’ye gelen Ebu Zer el-Gıfârî bu sebeple büyük bir tepkiyle karşılaştı. Bir ay boyunca
Mekke’de kalıp Kâbe’nin avlusunda Hz. Peygamber’i bekledi ve Müslüman olduğunu Kâbe’de
açıklayınca müşriklerin saldırısına uğradı. 19
Allah Resulü (s.a.v.) üç dört yıl gizli olarak devam ettirdiği tebliğinde son derece tedbirli davranıp
güvendiği arkadaşlarına ve yakın çevresine İslam’ı anlattı. Akıl almaz baskılara rağmen Talha
b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam, Osman b.
Maz’un, Ebu Ubeyde b. Cerrah ve Erkam b.
Ebi’l-Erkam gibi birçok kişi Hz. Peygamber’le
görüşerek İslam ile şereflendiler. 20
Dârülerkam
Erkam b. Ebi’l-Erkam’ın Müslüman olmasıyla
Safâ Tepesi’nin eteklerinde olan evi Müslü-
manlar için toplanma mekânı oldu. İslam’ın
ilk davet merkezi olan ve Dârülerkam adı
verilen bu mekân, Kâbe’nin haremine dâhil
oluşu, Mekkelilerle ve hac için dışarıdan ge-
len pek çok kimse ile dikkat çekmeden temas
kolaylığı sağlaması açısından önemli bir ko-
numa sahipti. Öyle ki sahabiler Dârülerkam’a
kolayca gidip gelebiliyorlar, Hz. Peygamber;
ashâbına burada Kur’an’ı ve dinî bilgileri öğre-
tiyor, onlarla birlikte namaz kılıyordu. Açık da- Görsel 3.3: Dârülerkam, Kâbe’nin harem sınırları içinde
vet başlayıncaya kadar burayı merkez edinen yer almaktaydı.
Allah Resulü (s.a.v.) , İslam devletinin çekirdek
kadrosunu da yetiştirdi. Mus’ab b. Umeyr, Ammar b. Yasir ve Suheyb b. Sinan gibi birçok sahabi
burada İslam ile şereflendi. Hz. Peygamber, nübüvvetin altıncı yılında Hz. Ömer’in Müslüman
olmasına kadar Dârülerkam’daki faaliyetlerine devam etmiştir. 21
Açık Davet
Risaletin dördüncü yılında nazil olan “Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz
çevir!” ayetiyle gizli davet süreci sona ermiş, açıktan davet aşamasına geçilmiş oldu. “(Önce)
22
en yakın akrabanı uyar. Sana uyan müminlere (merhamet) kanadını indir. Şayet sana karşı
gelirlerse de ki: Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak ki uzağım.” ayetiyle ise yakın akraba-
23
dan başlamak üzere tüm Kureyş’in İslam’a davet edilmesi emrediliyordu. Bundan sonra Mek-
ke’nin Fethi’ne kadar sürecek olan çetin bir mücadele başladı.
Allah Resulü (s.a.v.) vahyin yol göstericiliğine uygun bir şekilde ilk önce yakınları olan Abdülmut-
taliboğullarını davet ederek risaletini duyurmak istedi. Ancak amcası Ebu Leheb daha konuş-
masına fırsat vermeden topluluğu dağıttı. Bu duruma çok üzülen Peygamberimiz (s.a.v.) , birkaç
gün sonra yeni bir toplantı daha tertip etti. Burada yaptığı konuşmada Allah’ın (c.c.) bir olduğunu,
O’nun eşi ve benzerinin bulunmadığını, O’na inanıp güvendiğini belirtti. “Ben size ve bütün in-
sanlara gönderilmiş olan Allah elçisiyim. Allah’a yemin ederim ki uykuya dalar gibi öleceksiniz,
uykudan uyanır gibi de diriltileceksiniz, yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz, iyilikleriniz karşı-
lığında iyilik, kötülükleriniz karşılığında da ceza göreceksiniz. Cennet de cehennem de ebedîdir.
İlk uyardığım da sizlersiniz…” sözleriyle onları Allah’ın (c.c.) birliğine inanmaya, risaletini tasdik
etmeye ve kendisine destek olmaya çağırdı.
19 Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr, 33; Müslim, Fedâilü’s-sâhabe, 132-133; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 4, s. 225.
20 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 262-280.
21 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 270; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 3, s. 242-244; Ezrakî, Ahbâru Mekke, C 2, s. 260-266.
22 Hicr suresi, 94. ayet.
23 Şuarâ suresi, 214-216. ayetler.
61