Page 10 - Siyer 2. Ünite
P. 10
SIYER
Hilfü’I-fudûl’e destek verenlerden biri olan Resulullah da (s.a.v.) yeminin gereği olarak zulme ve
haksızlığa uğrayıp kendisine müracaat edenlere yardım elini uzatmıştır. Bir gün Ebu Cehil, Erâş
kabilesine mensup birinden deve satın aldı ancak borcunu ödemedi. Adam, Kureyşlilerin ya-
nına geldi ve kendisinin garip bir yolcu olduğunu söyleyerek hakkını Ebu’l-Hakem’den* kimin
alabileceğini sordu. Onlar, Ebu Cehil’in Hz. Peygamber’e düşmanlığını da bildiklerinden alay
etmek için o sırada Mescid-i Haram’da oturmakta olan Peygamberimizi (s.a.v.) işaret ederek “Ona
git, hakkını o alır.” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e giden adam olayı anlatıp yardım
istedi. Hz. Muhammed (s.a.v.) tereddüt etmeden onunla birlikte Ebu Cehil’in evine gitti. Sevgili
Peygamberimiz adama olan borcunu derhal ödemesini isteyince Ebu Cehil ödemeye razı oldu.
Tacir tekrar Kureyşlilerin bulunduğu meclise geldi ve dedi ki “Allah Muhammed’e karşılığını
fazlasıyla versin. O, hakkımı ondan kolayca aldı.” 31
TARİHTEN BİR SAYFA
Bir gün Mescid-i Haram’da Resulullah (s.a.v.) ; Ebu Bekir (r.a.) , Ömer b. Hattâb ve Sa’d b.
Ebi Vakkas ile otururken Yemenli bir adam geldi ve “Topraklarınızda ticaret yapmak
için gelen bir adama zulüm mü ediyorsunuz?” diyerek yakınmaya başladı. İnsanlar
adamın etrafında toplanmaya başladı. Resulullah (s.a.v.) “Sana kim zulmetti?” dedi. Adam
“Ebu’l-Hakem benden üç deve istedi. Ancak o, develer için kıymetinin çok altında bir fiyat
verdi. Şimdi de hiç kimse Ebu Cehil’in korkusundan dolayı yüksek fiyat vermeye cesaret
edemiyor. Zarar ettim.” dedi. Resulullah (s.a.v.) onların yerini sordu. Birlikte develerin yanına
gittiler. Hz. Peygamber, Yemenli tacir ile pazarlık yaparak onu memnun eden bir fiyatta an-
laştı ve develeri satın aldı. Bu durumdan rahatsız olan Ebu Cehil, Hz. Peygamber’in yanına
geldi. Resululah (s.a.v.) ona Hilfü’I-fudûl’ü hatırlatarak “Ey Amr (Ebu Cehil)! Bundan sonra bu
adama yaptığını başkasına da yaparsan benden zarar görürsün.” dedi.
(Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 146-147.)
Hz. Peygamber bu antlaşmadan hep övgüyle bahsetmiştir. Tekrar çağrılırsa yerine getirmekte
tereddüt göstermeyeceğini söylediği bu yeminini, çok değerli kızıl tüylü bir deve sürüsüyle de
olsa değişmeyeceğini bildirmiştir. 32
Hilfü’I-fudûl’de bulunanlar yeminlerine sadık kalmışlar, haksızlığa uğrayanlara yardım etmeyi
sürdürmüşlerdir. Emevilerin ilk yıllarına kadar devam eden bu antlaşma, son üyenin vefat et-
mesiyle fiilen son bulmuştur.
33
Ticaret Hayatı
Mekkelilerin en önemli geçim kaynağı ticaretti. Şehrin coğrafi konumu ve iklimi, sakinlerine
ticaret dışında pek bir seçenek bırakmıyordu. Bu sebeple Mekkeliler, sürekli olarak komşu ülke-
lerle ticaretlerini artırmanın yollarını aramışlardır. Abdümenaf’ın oğullarından Hâşim, Şam’da
Bizans Kayseri ile görüşmüş onlara daha ucuz elbise ve deri karşılığında yol güvenliklerinin
sağlanmasını talep etmiştir. Aynı şekilde Muttalib, Yemen; Abdüşşems, Habeşistan ve Nevfel
de Irak’ta benzer antlaşmalar yapmışlardır. Arabistan’da seyahat eden kervanlar yağmalanma
tehlikesiyle karşı karşıya kalırken onlar yaptıkları ticari antlaşmaların sonucunda çevre ülke top-
raklarına güven içinde kârlı yolculuklar yapabilmişlerdir. 34
31 İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 29-30; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 145.
32 Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 1, s. 516.
33 Muhammed Hamidullah, “Hilfü’l-fudûl”, DİA, C 18, s. 32.
34 İbn Habîb, Münammak, s. 41-42.
* Asıl ismi Amr b. Hişâm b. Mugire’dir. Ebu’l-Hakem olarak bilinen künyesi İslam’a düşmanlığı sebebiyle
Hz. Peygamber tarafından Ebu Cehil olarak değiştirilmiştir.
44