Page 13 - Siyer 2. Ünite
P. 13

Ünıte 2

            Allah Resulü (s.a.v.) , onun sağlığında başka bir kadın ile ev-
            lenmeyi düşünmemiş her fırsatta ondan gördüğü deste-    Şair Diliyle
            ği dile getirmekten geri durmamıştır. Bir hediye getiril-
            diğinde Resulullah (s.a.v.)  şöyle derdi: “Bunu falan hanıma   HACER-ÜL ESVET
            götürün çünkü o, Hatice’nin arkadaşıydı. Bunu da falan   On yıl geçti... Kâbe sellerden çökük;
            hanımın evine götürün çünkü o, Hatice’yi severdi.” 42  Çürümüş temeli, dört yanı dökük.
            Kâbe Hakemliği                                          Dediler: Edelim yeniden bina...
            Mekke,  etrafı  dağlarla  çevrili  Bathâ  adı  verilen  bir   Kureyşliler ona çoktan âşinâ;
            vadi üzerinde kurulmuştur. Bathâ, sel yatağındaki ça-  Ibrahim Resul’den kalma değeri;
            kıl taşları anlamına gelir.  Vadinin merkezindeki çu-  Ama her şey gibi değişmiş yeri.
                                 43
            kur alanda Kâbe yer almaktadır.  Yağan şiddetli yağ-    Tevhit mekânında dizilerle put;
            murlar zaman zaman seller oluşturur ve Kâbe’nin za-     Bilinmiyor, ismi bilinen mâbut.
            rar görmesine neden olurdu. Hz. Peygamber yaklaşık     Bina tamamlandı, Karataşta iş;
            otuz beş yaşında iken yine bir sel felaketi yaşanmış ve   Hemen her kabile kılıcı çekmiş,
            Kâbe, büyük ölçüde tahrip olmuştu.                      Taşı ben koyarım yerine, diyor...
                                           44
                                                                    Bir şeref kavgası kopmuş, gidiyor.
            Kâbe, bu sıralarda harçsız taşların birbiri üzerine ko-  Biri dedi: “Size en güzel çare:
            nulmasından ibaretti. Üzeri açık ve duvar yüksekliği   Kollayalım, geçip bir kenar yere;
            bir adam boyundan fazlaydı. Kâbe’ye farklı sebepler-
            le bırakılan değerli eşyalar içindeki su kuyusunda sak-  Kâbe’ye ilk gelen hakem tutulsun;
                                                                    Ne karar verirse yerini bulsun!”
            lanırdı. Ancak buraya kolayca girilebildiğinden hırsız-
            lık olayları da yaşanıyordu. Mekkeliler bunun üzerine   Sessiz, beklediler... Ilk gelen O’ydu.
            Kâbe’yi yeniden inşa ederek duvarlarını yükseltmeye    Karataşı bir bez üstüne koydu:
            ve yapının üzerini örtmeye karar verdiler. Rum tüc-     Dedi: “Uçlarından tutun hepiniz!
            carlarından birinin Cidde’deki Şu’aybe Limanı’nda ka-   Taşıyın ve ardım sıra geliniz!”
            raya vuran gemisinin kerestesi bu amaçla satın alınıp   Taşı elleriyle yerleştiren O...
            Mekke’ye nakledildi. Bu gemi Habeşistan’daki bir kili-  Şaşkın yığınları birleştiren O...
            senin inşası için gönderilmişti. Gemide bu iş sebebiy-  Dikildi toprağa, böylece, evet;
            le bulunan Bâkum isminde Kıptî marangoz da Mek-         Şanlı Cennet taşı Hacer-ül-Esvet...
            ke’ye getirildi. Böylece Kâbe yeniden inşa edilmeye         (Necip Fazıl Kısakürek, Esselam, s. 18.)
            başlandı. Hz. Peygamber de amcası Abbas ile birlikte
            bu inşaat malzemesini taşıyanlardan biriydi. Kureyş,
            Kâbe’nin inşasını kabileler arasında taksim etti. Böy-
            lece bu şereften diğer kabileler de payını almış oldu.
            Mekkeliler, meşru olmayan kazançlarını ise bu işe harcamamayı kararlaştırdılar. 45
            Kâbe’nin tamiratı, Hacerülesved hizasına gelince durdu. Çünkü her kabile onu yerine koymanın ken-
            dilerinin hakkı olduğunu düşünüyor, yeminler ederek rakiplerini savaşa çağırıyordu. Kureyş kabile-
            sinin en yaşlısı olan Mahzûm kabilesi reislerinden Ebu Ümeyye b. Muğîre, aralarında ihtilâf ettikleri
            konuda, mescidin kapısından hüküm vermesi için ilk giren kimseyi yetkili kılmalarını teklif etti. Bu
            teklif kabul görünce Beni Şeybe kapısından (Bâbüsselam) gelecek olan hakemi beklemeye koyul-
            dular. Bu kapıdan gelen Hz. Peygamber’di. Onu görünce: “İşte Muhammedü’l-emin, biz razı olduk.”
            dediler. Resul-i Ekrem yanlarına gelince kendisine meseleyi anlattılar. Hz. Muhammed (s.a.v.)  bu-
            nun üzerine hırkasını çıkarıp yere serdi. Hacerülesved’i kendi eliyle onun içine koydu. Sonra her
            kabileden bir kişinin örtüyü tutarak kaldırmalarını istedi. Yerleştirileceği yerin hizasına gelince
            Hz. Peygamber, Hacerülesved’i elleriyle yerine yerleştirdi. Bu şekilde Kâbe’nin inşası da kaldığı
            yerden devam etti. 46


            42  Buhârî, Edebü’l-müfred, s. 90.
            43  İbn Manzûr, Lisanü’l-Arab, C 2, s. 413.
            44  Beyhakî, Delâilü’n-nübüvve, C 2, s. 54.
            45  İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 204-206; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 120; Ezrakî, Ahbâru Mekke, C 1, s. 157.
            46  İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 209-210; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 121-122.



                                                                                           47
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18