Page 14 - Siyer 2. Ünite
P. 14

SIYER

                                                    4. Peygamberimizin Nübüvvet Öncesi Ahlaki Olgunluğu

                                                    Allah  Teâlâ,  yüce  ahlak  üzere  olduğunu   beyan  ettiği
                                                                                        47
                                                    Resulü’nü,  peygamberlik  öncesi  ve  sonrasını  kuşatacak
                                                    şekilde üstün bir karakterde yaratmıştır. Bütün hayatı bo-
                              Derkenar              yunca peygamberliğine uygun örnek bir yaşantı süren Hz.
                                                    Muhammed’in  (s.a.v.)  İslam Öncesi Dönem’de en bilinen ve
                Peygamberlerde Bulunan Sıfatlar     öne çıkan özelliği “eminliği” olmuştur. Ona bu sıfatı bizzat
                Sıdk: “Allah’tan (c.c.)  almış oldukları   veren  Mekkeliler,  peygamberlik  mücadelesi  sonrasında
                                                    kendisine şair, sihirbaz, kâhin diyerek iftira etmişler ancak
                emirleri insanlara olduğu gibi      onun güvenilirliğine söz söyleyememişlerdir.  Öyle ki İs-
                                                                                          48
                bildiren ve hayatlarının hiçbir     lam tebliğine en büyük direnci gösteren müşrikler, ticaret
                anında yalan söylemeyen ve          için şehir dışına çıktıkları zaman ellerindeki değerli eşya-
                dosdoğru davranan” anlamına         ları birbirlerine değil, güvenilir bildikleri Hz. Peygamber’e
                gelir.                              teslim  etmişlerdir.  Bu  yüzden  Allah  Resulü (s.a.v.) ,  hicret
                Emanet: “Eminlik, güvenilirlik”     ederken kendisindeki emanetleri sahiplerine iade etmesi
                anlamında peygamberlerin en         için Hz. Ali’yi geride bırakmıştır. 49
                önemli niteliklerinden biridir.
                İsmet: “Allah’ın (c.c.) ,           Hz. Muhammed’in (s.a.v.)  Mekkeliler nezdinde sahip olduğu
                peygamberlerini gizli ve açık       güvene dayalı itibar, Kâbe’nin onarımı sırasında ortaya çı-
                her türlü günahtan; şirkten,        kan kavgada, tarafları barıştıran anahtar olmuştur. Hace-
                küfürden, münafıklıktan ve zulüm    rülesved’i yerleştirme şerefini paylaşamayan kabilelerin
                yapmaktan koruması” demektir.       çözüm olarak bulduğu hakem eminliğinden şüphe duy-
                                                                                olunca  hepsi  sevinmişti.
                                                    madıkları  Hz.  Muhammed
                                                                           (s.a.v.)
                Fetanet: “Üstün zekâ ve kavrayış    Ne karar vereceği beklenen Allah Resulü (s.a.v.)  fetânet sahi-
                gücüne sahip olma” anlamına         bi zeki bir insan olduğunun ispatı niteliğindeki uygulama-
                gelir.                              sı ile anlaşmazlığı suhuletle çözmüştür.
                                                                                     50
                Tebliğ: “Allah’ın (c.c.)  kendilerine
                indirmiş olduğu vahiyleri insanlara   İslam öncesi dönemde el-emin kabul edilen Hz. Peygam-
                eksiksiz olarak bildirmesi”         ber, tebliğinin başlangıcında, “Şu dağın ardında düşman
                anlamına gelir.                     var, üzerinize baskın düzenleyecek desem bana inanır mı-
                                                    sınız?” diye sorduğunda muhataplarının cevabı “Elbette
                (Dinî Terimler Sözlüğü, s. 411, 90,   inanırız çünkü şimdiye kadar senin yalan söylediğini hiç
                225, 116, 442.)                     duymadık.” olmuştu.  Böylelikle Hz. Peygamber’in emin-
                                                                      51
                                                    liğinin bir gereği olan doğruluğu da yine içinde yaşadığı
                                                    toplumun şahitliği ile bir kez daha teyit edilmiş oldu.
                                                    Bütün  peygamberlerin  ortak  sıfatlarından  olan  sıdk ve
                                                    emaneti  en  güzel  şekilde  hayatının  erdemleri  arasına
                                                    katan Allah Resulü (s.a.v.) , cahiliye âdetleri içinde büyümüş
                                                    olmasına rağmen yaşadığı çağın kötülüklerinden ve çir-
                                                    kinliklerinden de uzak kalmış, şirke bulaşmamıştır. Allah
                                                    Teâlâ’nın risaletini istediği diğer bütün peygamberler gibi
                                                    Hz. Muhammed de  (s.a.v.)  O’nun muhafazası ile günahtan
                                                    alıkonulmuş  ve  ismet  sıfatına  uygun  bir  hayat  sürmüş-
                                                    tür. Nitekim Kâbe’nin onarımı sırasında taş taşırken edep
                     yerlerini gösterecek şekilde elbisesini kaldırmasına bir şekilde izin verilmemiş olduğunu bizzat
                     kendisinin zikretmesi, Hz. Peygamber’in cahiliye âdetlerinden korunduğunu göstermesi bakı-
                     mından önemlidir.
                                    52
                     47  bk. Kalem suresi, 4. ayet.
                     48  İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 194, 288-289.
                     49  İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 124-126.
                     50  İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 145; İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 204-211.
                     51  Müslim, İman, 355.
                     52  bk. Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 25; bk. İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 191-195.



                    48
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19