Page 7 - Siyer 2. Ünite
P. 7
Ünıte 2
Benî Sa’d yurdunda iki yıl kalan Hz. Peygamber’in annesine geri dönüş zamanı gelmişti. Hali-
me Hanım çok sevdiği ve alıştığı için bırakmak istemediği Muhammed’i (s.a.v.) gönülsüz de olsa
Mekke’ye götürdü. Ancak Âmine o yıl şehirde veba salgınından birçok çocuğun ölmüş olması
sebebiyle oğlunun da hastalığa yakalanmasından korkarak yavrusunu tekrar sütannesine verdi.
İki yıl daha sütannesinin yanında kalan Peygamberimiz (s.a.v.) , dört yaşını bitirip beşine girdiğinde
Halime Hanım onu Mekke’ye getirdi ve annesine teslim etti. 19
Annesinin Vefatı
Sevgili Peygamberimiz, annesiyle geçirdiği iki yılın ardın- Şair Diliyle
dan Âmine ve Ümmü Eymen ile birlikte dayılarını ve baba-
sının kabrini ziyaret etmek üzere Medine’ye gitti. Orada ...
Neccaroğullarından Nâbiğa’nın evinde konakladılar ve en
güzel şekilde ağırlandılar. Medineli çocuklarla kaynaşıp Ey Ebvâ’da yatan ölü!
arkadaş olan Peygamberimiz (s.a.v.) , yıllar sonra o günle- Bahçende açtı dünyanın
ri şöyle anlatmaktadır: “O gün dayımın kızı Enise’yle şu En güzel gülü!
evlerin yanında oyun oynardık. Dayımın oğulları da bize Hatıran, uyusun
katılır, birlikte evin damına çıkar, duvarlara konan kuşları Çöllerin ılık kumlarıyla örtülü!
uçururduk. Sık sık Neccaroğullarının kuyusuna yüzmeye
giderdik. Ben yüzmeyi orada öğrendim.” 20 …
Dönüş vakti geldiğinde bir ay kadar kaldıkları Yesrib’de (Arif Nihat Asya,
yaşadıkları güzel hatıraları kalplerine nakşedip Mekke’ye Dualar ve Âminler, s. 63.)
doğru yola çıktılar. Zorlu çöl şartlarında beş gün yol al-
dıktan sonra Peygamber Efendimizin annesi hastalandı.
Kısa bir süre sonra Medine’ye 190 km uzaklıkta bulunan
Ebvâ köyünde vefat etti. Peygamberimiz (s.a.v.) ve Ümmü
Eymen (r.a.)* gözyaşları içerisinde Âmine’yi toprağa verdik-
ten sonra yola devam edip Mekke’ye döndüler. 21 Şiirin tamamını yandaki
linkten dinleyebilirsiniz.
Peygamber Efendimiz küçük yaşta kaybettiği annesinin
kabrini yıllar sonra Ebvâ’ya uğrayıp ziyaret etmiş, bir süre kabrin başında durarak gözyaşı dök-
müştür. Hatta onun bu hâlini gören sahabiler de gözyaşlarına hâkim olamamışlardır. 22
Dedesinin Yanında
Torununun öksüz kalması üzerine Abdülmuttalib, Peygamberimizi (s.a.v.) bağrına bastı, vefat
edinceye kadar da yanından ayırmadı. Dedesi, Hz. Muhammed (s.a.v.) olmadan sofraya oturmaz-
dı. Birini yemeğe davet ettiğinde veya bir davete gittiğinde torunu mutlaka yanında olurdu.
Peygamberimizi (s.a.v.) severek kucağına alan Abdülmuttalib, yemeğin en güzel yerini ona ikram
ederdi. Bununla da kalmaz dadısı Ümmü Eymen’e (r.a.) torununa iyi bakmasını, bir an olsun onu
gözünün önünden ayırmamasını tembih ederdi. 23
Mekke’nin lideri olan Abdülmuttalib’in Kâbe’nin Hicr tarafında gölgeye serilmiş minderine ken-
disinden başkası oturamazdı. Bu kuralın tek istisnası biricik torunuydu. O, dedesinin yanından
hiç ayrılmaz, odasında yalnız olduğunda hatta uyuduğunda bile yanına serbestçe girip çıkardı.
Sekiz yaşına girdiğinde sık sık Kâbe’ye giden Hz. Muhammed (s.a.v.) , dedesinin gölgeye serili olan
minderinin üzerine oturur; onu engellemeye kalkışanlara Abdülmuttalib, “Oğlumu bırakın, ona
dokunmayın! Vallahi, onda özel bir hâl ve büyük bir şan vardır!” der; torununu kucaklayıp ya-
nına oturtur ve eli ile sırtını okşardı. 24
19 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 171-176; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 111-112.
20 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 116.
21 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 177; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 116.
22 Müslim, Cenâiz, 105, 108; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 116-117.
23 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 118; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 93.
24 İbn Hişâm, es-Sîre, C 1, s. 178; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 93-94.
* Radıyallahü anh/Radıyallahü anha: Allah ondan razı olsun.
41