Page 10 - Siyer 1. Ünite
P. 10
SIYER
Güney Arabistan’da kurulan devletler içinde en seçkini olan Sebeliler başkent Me’rib’de su
tutmak için bir baraj inşa etmişlerdi. Onların ticarette olduğu kadar teknik konularda da hayli
gelişmiş olduğu inşa ettikleri bu yapıdan anlaşılmaktadır. 28
Himyerîler, Sebeliler’in son zamanlarında Güney Arabistan’da kurulan güçlü devletlerden bir di-
ğeridir. MÖ 115 yılında kurulan devlet, MS 525 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Mainîler ve
Sebelilerin aksine savaşçı bir millet olan Himyerîler, Sebelilere galip gelerek onların topraklarına
hâkim olmuşlardır. Bunun yanında İran ve Habeşlilerle mücadele etmişler, yarım yüzyıl kadar Habeş
hâkimiyetini kabul etmek zorunda kalmışlardır. Habeşlilerin bölgeye getirdiği Hıristiyanlığa karşılık
Yahudilik, tüccarlar marifetiyle ülkeye girmiş ve Yemen’deki siyasi mücadele, bu iki dinin çatışması
üzerinden uzun yıllar devam etmiştir.
29
İslam Öncesi Dönem’de Arap Yarıma-
dası’nın kuzeyinde kurulmuş olan en
eski devletlerden biri olan Nabâtîler,
MÖ dördüncü yüzyıldan MS 106 yılına
kadar Filistin’in güneyinde hüküm sür-
müştür. Krallığın merkezi sert kayalara
oyulmuş ünlü Petra şehridir. Nabâtî-
ler, hüküm sürdükleri dönem boyunca
Roma İmparatorluğu ile çöl arasında
tampon görevi üstlenmişlerdir. Nabâtî-
lerin yıkılması ile birlikte MÖ birinci
yüzyıldan itibaren bölgede Palmiralılar
gelişip güçlenmiştir. Krallığın merkezi
Tedmür şehri olduğundan Tedmürlüler
olarak da anılmışlardır. Tedmür ve civa-
rı 634 yılında Halid b. Velid tarafından
fethedilmiştir. 30
Güney Arabistan’da Me’rib Seddi’nin
yıkılması ile birlikte Kahtânî Arapları
kuzeye göç etmek zorunda kalmış-
lardı. Değişik kollara ayrılan Kahtânî-
lerden Suriye bölgesine göç edenler
burada Gassanî Devleti’ni kurmuşlar-
Görsel 1.4: Antik Petra Kenti’nin günümüze ulaşan kalıntıları dır. Miladi dördüncü asırda büyük güç
kazanmış olan Gassanîlerin en önemli
merkezi Busra şehri idi. Gassanîler, İslam Sonrası Dönem’de Halid b. Velid tarafından ortadan
kaldırılmıştır. Miladi üçüncü asrın ikinci yarısında kuzeyde devlet kurmuş olan diğer Kahtânî
Arapları da Lahmîlerdir. Kadim bir şehir olan Hîre’yi başkent yapmış olmalarından dolayı bu
isimle de anılan Lahmîler, uzun bir dönem kendilerini Bizans İmparatorluğu’na karşı akıncı güç
olarak kullanan İran kisralarının nüfuzu altında yaşamışlardır. Hîre, İslam ordularının doğu fe-
tihleri sırasında 633’te İslam idaresine geçmiştir.
31
Soyu İbrahim ve İsmail’e (a.s.) dayandırılan Adnânî Arapları ise Hicaz bölgesini yurt edinmiştir. Arap
Yarımadası’nın bu orta kesimi, Kuzey ve Güney Arabistan’ın aksine Bizans ve Sâsânîlerin ilgisini
çekmemiştir. Hicaz’ın askerî harekât için zorluk oluşturan çöl ve dağlık yapısını aşmaya değecek
bir tabii zenginliğe sahip olmaması, işgalci devletleri buradan uzak tutmuştur. Dolayısıyla Hicaz,
İslam’ın doğuşuna kadar Arap Yarımadası’nın en bakir ve bağımsız bölgesi olarak kalmıştır. 32
28 Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, C 1, s. 79-85.
29 bk. Mahmut Kelpetin, İslam Öncesi Kuzey ve Güney Arabistan, s. 80-106.
30 bk. Âdem Apak, İslam Öncesi Arap Tarihi ve Kültürü, s. 40-54.
31 Şemsettin Günaltay, İslam Öncesi Araplar ve Dinleri, s. 44-47.
32 Âdem Apak, İslam Öncesi Arap Tarihi ve Kültürü, s. 71.
2222