Page 21 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 2. Ünite
P. 21
54 Peygamberimiz ve Sahabe Peygamberimiz ve Sahabe 55
Sahabenin Peygamberimizle (s.a.v.) iletişimi sevgi ve saygıya dayanırdı. Bedir’de savaştan
önce Peygamberimiz (s.a.v.) elinde bir okla İslam ordusunun saflarını düzeltirken Sevad b. Gaz-
ziyye (r.a.) adlı sahabenin safı bozduğunu ve biraz ileri çıktığını görür. Karnına okla dokunarak
hizaya geçmesini ister. Bunun üzerine Sevad (r.a.): “Ya Resulallah canımı acıttın. Şüphesiz Allah
(c.c.) seni hak ile gönderdi; hakkımı almama müsaade et.” der. Peygamberimiz (s.a.v.) hakkını
almasını ister. Sevad (r.a.) hakkından vazgeçerek, Peygamberimiz (s.a.v.) ile kucaklaşır. Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) niçin böyle yaptığını sorduğunda; “Ya Resulallah (s.a.v.)! Görüyorsun, savaşta şe-
hit düşmekten emin olmadığım için son kez kucaklaşmak istedim.” der. Hz. Peygamber (s.a.v.) de
ona hayır dileğinde bulunur.
43
6. Bir Sahabi Tanıyorum: Abdullah b. Mes’ud (r.a.)
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) ilk Müslümanlardan ve ashab-ı kiramın ilim ve fazilet bakımından
önde gelenlerindendir. Künyesi Ebu Abdurrahman’dır. Müslüman olduğu günden itibaren Hz.
Peygamber’in (s.a.v.) yanından ayrılmamış ve ona hizmetten zevk almıştır.
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) kısa boylu, zayıf ve esmer bir şahsiyetti. Saçlarını uzatır, temiz ve gü-
zel giyinmeyi severdi. Ayrıca onun son derece mütevazı bir kişiliğe sahip olduğu da bilinmekteydi.
Çocukluğu Ukbe b. Ebi Muayt’ın sürülerine çobanlık yaparak geçmiştir. Müslüman olduktan
sonra, İslam düşmanlarından biri olan Ukbe b. Ebi Muayt’ın yanından ayrılmış ve kendini dine ve
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hizmetine adamıştır.
Mekke’de diğer Müslümanlar gibi o da müşriklerin eziyet ve işkencelerine maruz kalmış ve
bundan kurtulmak için Habeşistan'a hicret etmiştir.
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) İslamiyet’i seçtiğinde Müslümanların sayısı azdı. Açıktan Kur’an-ı
Kerim’i okuyamaz ve Kâbe’de namaz kılamazlardı. Abdullah b. Mes’ud (r.a.) bu duruma bir son
vermek istedi. Bazı Müslümanların karşı çıkmasına aldırış etmeden müşriklerin ileri gelenlerinin
Kâbe çevresinde toplu hâlde bulundukları bir sırada yüksek sesle Kur’an-ı Kerim okumaya başla-
dı. Böylece Resul-i Ekrem’den (s.a.v.) sonra Kâbe’de açıktan Kur’an-ı Kerim’i okuyan ilk sahabidir.
Aynı zamanda Medine’ye ilk hicret eden sahabiler arasında yer aldı.
44
Abdullah b. Mes’ud’a (r.a.) Hicret’ten sonra Medine’de Mescid-i Nebi’nin arka tarafında an-
nesiyle oturması için bir ev verilmiş, ayrıca Resûlullah’ın (s.a.v.) evine rahatça girip çıkması için
de müsaade edilmiştir. Bu sayede kendisini Resûlullah’ın (s.a.v.) hizmetine adamış, onun hayat
tarzını, ahlak ve tavırlarını örnek almaya özen göstermiştir.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatından sonra meydana gelen Ridde Savaşları’nda Medine’nin
savunulması ve stratejik noktaların korunması maksadıyla Hz. Ebu Bekir (r.a.) tarafından seçilen-
ler arasında o da yer almıştır.
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) siyasi ve idari alanlardaki faaliyetlerinden çok İslami ilimlerin ku-
ruluşundaki çalışmalarıyla ön plana çıkmıştır. Irak Tefsir Mektebi’nin temelini atarak Kur’an ilim-
lerine önemli hizmetler yapmıştır. Irak Mektebi fıkha olduğu gibi tefsire de önem vermiş ve bu
ilimleri daha sonraki nesillere aktaran birçok değerli âlim yetiştirmiştir.
Kendisini tamamıyla ilmi faaliyetlere vermesinden dolayı onun yetiştirdiği talebeler sayı ve
kalite bakımından oldukça üstündür. Irak fıkıh mektebinin en önemli iki vasfını teşkil eden “nassın
bulunmadığı yerde rey ve kıyasa başvurulması” ilkesi ile “sahih olduğu kesin olarak bilinmeyen
hadislerin yerine içtihadın tercih edilmesi” esası temelde Abdullah b. Mes’ud’un (r.a.) düşünce
43. Taberî Tarihi, C 2, s. 446-447.
44. bk. Buhârî, Fezailü’l-Kur’an, 8.