Page 21 - Kelam 4. Ünite
P. 21

Aşağıdaki ayetler tenasühün imkânsızlığını konu edinmektedir.  N  NOT EDELİM

              ” ”“(Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha
                  dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi   İslam inancına göre yeniden diriltilme kıyamet
                  onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan   günü ve bir defaya mahsus olarak gerçekleşe-
                  uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, piş-  cektir. Ölümden sonra tekrar dünyaya dönüş ol-
                  manlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar   mayacaktır.
                  artık ateşten çıkamazlar.” 39

              ” ” “Onların ateşin karşısında durdurulup ‘Ah, keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimiz’in
                  ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!’ dediklerini bir görsen! Hayır! Daha önce gizlemekte
                  oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Eğer (dünyaya) geri gönderilseler yine kendilerine ya-
                  sak edilen şeylere döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar. Onlar, hayat ancak bu dünyadaki
                  hayatımızdan ibarettir; biz, bir daha da diriltilecek değiliz, demişlerdi.” 40
             2.10. Kötülük Problemi

              Bir akım olmamakla birlikte insanların ateizm, agnostisizm, nihilizm gibi inkârcı akımlara yönelmelerinde çok etkili olan
           meselelerden biri de kötülük problemidir. Türkçede kötülük problemi şeklinde ele alınan bu mesele, İslami literatürde şer kav-
           ramıyla dile getirilmiş, felsefede ise teodise kavramıyla ifade edilmiştir. Klasik kelam kaynaklarımızda kötülük problemiyle ilgili
           tartışmalarda hüsün ve kubuh kavramları da kullanılmıştır. Bu kavramlardan hüsün; güzel olan, sevilen ve rağbet edilen şeyleri
           anlatırken kullanılır. Kabih ise kötü ve çirkin görülen, sevilmeyen şeyleri nitelemek için kullanılır. Hüsün hem ahlak hem de estetik
           açısından göze ve gönle hoş gelen, sevilen ve beğenilen hâller ve davranışları, kubuh ise gözün beğenmediği maddi şeylerle,
           duygusal olarak insanı rahatsız eden hâller ve davranışları ifade etmektedir.
              Kötülük problemi, özellikle günümüzde Allah’ı (c.c) inkâr etme-
           nin güçlü bir bahanesi olarak kullanılmak istenmekte, âdeta “dün-  N  NOT EDELİM
           yada bu kadar kötülük olduğuna göre demek ki Tanrı yok” safsatası   HÜSÜN VE KUBUH
           üzerinden ateizme kapı aralanmaya çalışılmaktadır.   Hüsün hem ahlak hem de estetik açısından
                                                              göze ve gönle hoş gelen, sevilen ve beğenilen
              Özü itibariyle mesele, Allah’ın (c.c) isim ve sıfatlarıyla ilgili bir
                                                              hâller ve davranışları, kubuh ise gözün beğen-
           meseledir. Pek çok meselede olduğu gibi Allah’ın (c.c) isimlerinin ve   mediği  maddi  şeylerle,  duygusal  olarak  insanı
           sıfatlarının bütünsellik içinde ve sağlam bir şekilde öğrenilmesi bu   rahatsız  eden  hâller  ve  davranışları  ifade  et-
           problemin de çözüme kavuşturulmasına vesile olacaktır. Bu problem   mektedir.
           felsefe tarihinde öteden beri tartışılagelmiştir. Farklı şekillerde ortaya
           konulsa da en yalın hâliyle şu sorular kapsamında dile getirilmekte-
           dir:
              ” ”Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? Öyleyse Tanrı, her şeye gücü yeten bir varlık değil de güçsüz bir
                  varlıktır.
              ” ”Yoksa Tanrı’nın bu kötülükleri engellemeye gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor? O hâlde Tanrı, mutlak olarak iyi olan
                  bir varlık değil de kötü niyetli bir varlıktır.
              ” ”Tanrı hem güçlü ve hem de kötülüğü ortadan kaldırmak niyetinde olan yetkin bir varlık ise, nasıl oluyor da bunca
                  kötülük var olabiliyor?

              Problemin ortaya konulması aşamasında dile getirilen sorularda da görüleceği üzere mesele Allah’ın (c.c) mutlak gücü,
           kudreti, adaleti, merhameti, rahmeti gibi isim ve sıfatlarıyla alakalı bir meseledir. İslam inancında Allah (c.c) mutlak kudret ve
           adalet sahibi olan bir ilâhî zattır. Kullarına karşı çok merhametli ve şefkatlidir. O hem özü itibariyle hem de yaptıkları itibariyle
           merhametlidir. Çünkü hem Rahmân’dır, hem Rahîm’dir.

           39   Bakara suresi, 167. ayet.
           40   En’âm suresi, 27-29. ayetler; ayrıca bk. Fâtır suresi, 36-37. ayetler; A’râf suresi, 53. ayet; İbrahim suresi, 44. ayet; Münâfikûn suresi, 10-11. ayetler; Vâkıa suresi,
             83-87. ayetler; Secde suresi, 11-13. ayetler.
 88                                                   89
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26