Page 19 - Fıkıh Okumaları 3. Ünite
P. 19

FIKIH OKUMALARI




               Temlîk: Mülkiyetine geçirmek demektir. Zekâtı, gerçek ihtiyacı olan ehil kimselere ver-
          mektir. 35

           2.2. Zekât İle İlgili Hükümler

                Zekâtla ilgili bilinmesi gereken fıkhî hükümlerin başında, zekâtın kimlere hangi şartlarda
          farz olduğu ve verilen zekâtın geçerli olabilmesi için ne gibi şartla rın gerektiğidir.



               Zekâtın vücûb sebebi: Zenginliktir. Artıcı vasıfta belirli bir miktar mala malik olan kimse
          zekât açısından zengin sayılır. Zenginliğin ölçüsü sayılan miktara ve alt sınır “nisab” tabir edi-
          lir. Borcundan ve tabii ihtiyaçlarından fazla nisab miktarı artıcı mala sahip olan ve bu malının
          üzerinden bir kamerî yıl geçen kimse zekât ödemekle mükellef olur.

               Zekâtın rüknü: Zen ginlik ölçüsü sayılan miktardaki maldan zekât borcunu çıkarmak ve
          onu hak sahibine temlik ve teslim etmektir.


               Zekâtın şartları: Zekâtın farz olabilmesi için hem mükelleflerle ve hem de mallarla ilgili
          şartlar vardır. Aynı şekilde bu farzın edasının sıhhati için de birtakım şartlar aranmaktadır.

               a. Yükümlülük (vücup) şartları: Bir kimsenin zekâtla yükümlü (mükellef) tutulabilmesi
          için gereken şartlar, ilmihal dilinde, vücup şartları veya zekâtın farziyetinin şartları ola rak
          da anılır. Zekâtla yükümlülük için gereken şartların bir kısmı mükellefte, bir kısmı da malda
          aranan bazı özelliklerdir.

               Mükellefle ilgili olarak: Zekât şu kimselere farzdır: Müslüman, hür, tabii ihtiyaçlarından
          fazla artıcı vasıftaki mala tam bir mülkiyetle malik olan ve bunun üzerinden bir (kamerî) se-
          nesi geçen kimselere farzdır. Ebu Hanife akıllı ve baliğ olmayanları, toprak ürünleri ve kamu
          hukukunun bir parçası olarak alınan zekât türü hariç, zekâtla mükel lef tutmamıştır. Fa kih le-
          rin çoğunluğuna göre ise akıl hastalarının ve çocu ğun malları zekâta tabidir. Bu borcu veli ve
          vasileri öderler.

               Zekât bir ibadet sayıldığı için, öteden beri, zengin gayri müslim vatan daşların, zekâtla
          yükümlü olmaları hiç gündeme gelmemiş, bunun yerine onlardan cizye ve haraç gibi başka
          vergiler alınmıştır.


               Mal  ile  ilgili  olarak:  “Tam  mülk  ol-
          ma”(el-milkü’t-tâm),  “artıcı  özelliğe  sahip
          olma” (nema), “nisaba ulaşmış olma”, “tabii ih-
          tiyaçlardan (havâic-i asliyye)  fazla olma”, “üze-
          rinden  bir  yıl  geçmiş  olma”(Havelânü’l-havl)
          gibi şartların arandığı görülür. Zekâta tabi mal-
          larda aranan “tam mülk” şartının bir gereği de
          zekâta tabi olan malın borç karşılığı olmama-
          sıdır.
                                                                Zekat, toplumda yardımlaşma ve dayanışmaya katkı sağlar.


          35 bk. Diyanet İşleri Başkanlığı, İlmihal, C. 1, s. 419-492.
                                                           68
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24