Page 21 - Fıkıh Okumaları 3. Ünite
P. 21

FIKIH OKUMALARI




          kullanılan veya dince kullanılması haram sayılan altın-gümüş mamulü bütün süs eşyasının
          ise zekâta tabi olduğu konusunda görüş birli ğine varılmıştır.

               Ebu Hanife’ye göre, bütün toprak ürünleri
          zekâta tabidir. İmam Şâfiî’ye göre ise bir sene
          muhafaza  edilebilen  gıda  mad desi  özelliğine
          sahip toprak ürünleri zekâta tabidir. Günümüz
          İslam âlimleri genellikle, bütün toprak ürünle-
          rinin  zekâta  tabi  olduğu  hususundaki  görüşü
          tercih  etmektedir.

               Yer altında bulunan define ve madenlerin
          zekâtı konusunda fakihler çeşitli görüşler ile-
          ri sürmüşlerdir. Hanefi Mezhebi fakihleri ma-
          denlerden 1/5; İmam Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b.
          Hanbel ise 1/40 (% 2.5) nisbe tin de zekât alına-             İslam dini yardım etmeyi öğütlemiştir.
          cağı görüşünü benimsemişlerdir.


               Fakihlerin çoğunluğu deniz mahsullerinin zekâta tabi olmadığı görüşünde dirler. Ebu Yu-
          suf‘a göre ise denizden çıkarılan tüm kıymetli ürünler 1/5 oranında zekâta tabidir.

               Klasik dönem fıkıh kaynaklarında, oturulan evlerin ve binek hayvanlarının insanın temel
          ihtiyaçlarından sayıldığı ve bunların zekâttan muaf tutulduğu kaydedilir. Gerçekten insanın
          çoluk çocuğu ile sığındığı ev, şahsi işi için kullandığı nakil aracı temel ihtiyaçlardandır ve
          bun lar artıcılık özelliğine de sahip değildir. Oysa bugün kiraya verilen büyük binalar, daireler,
          dükkânlar, düğün salonları ile kara, hava, deniz taşımacılı ğında kullanılan nakil araçlarından
          elde edilen gelirler, dünden farklı olarak günümüzde yaygın ve önemli gelir kaynakları hâli-
          ne gelmişlerdir. Değişen şartlar çerçevesinde çağdaş âlimlerin çoğu, bu çeşit yeni gelir kay-
          naklarının zekâta tabi olacağında ittifak etmiş, ancak bu mallardan hangi statüye göre ve ne
          nisbette zekât alınacağı hususunda farklı görüş ileri sürmüşlerdir. Tercih edilen görüşe göre
          akarların yanlızca gelirleri zekâta tabidir. Bu zekât da elde edilen gelir nisaba ulaşır ve üze-
          rinden bir kamerî yıl geçince tahsil edilir. Din İşleri Yüksek Kurulunun görüşü ile İslam Kon-
          feransı Teşkilâtı’na bağlı İslam Fıkıh Akademisinin 1985 ta rihli ikinci dönem toplantısında
          alınan karar bu yöndedir. Buna göre kiraya verilmiş arazi ve ev, dükkân gibi taşınmazların ve
          nakil araç larının yıllık gelirinden nisab miktarını bulması ve diğer şartların da gerçek leşmesi
          halinde, yıl sonunda % 2.5 oranında zekât verilir.


               Zekat verilmesi gereken yerler: Kur’an-ı Kerim, zekâtın kimlere verilece ğini özellikle be-
          lirtmiş ve Tevbe suresinin 60. ayetinde bu kişiler ayrı ayrı sayılmıştır: “Sadakalar (zekâtlar)
          Allah’tan bir farz olarak fakirlere, miskinlere, zekât işinde çalışanlara, kalp leri İslam’a ısın-
          dırılacaklara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara aittir. Allah
          bilendir, hakîmdir.”

               Zekâtın dağıtımı: Zekâtın, ilgili ayette geçen sekiz gruba nasıl dağıtılacağı konusunda
          mezheplerin farklı görüşleri olmuştur. Hanefi fakihlerine göre, zekât mükellefi zekâtını bun-
          ların her birine verebileceği gibi sadece bir sınıfa da ödeyebilir. Şâfiîler’e göre zekât, sahibi



                                                           70
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26