Page 22 - Fıkıh Okumaları 3. Ünite
P. 22
3. ÜNİTE
veya vekili tarafından dağıtılıyorsa, zekât işinde çalışanlar (el-âmilîn) dışında yedi sınıftan
bulunabilenlere eşit olarak dağıtılmalı ve her sınıftan en az üç kişiye verilmelidir.
Zekât verilemeyecek yerler: Nisab miktarı mala sahip olan zengin kimseler ile gayri-
müslimlere zekât verilemez. Ancak gayri müslim olan kişiler kendilerine zekât verilecek se-
kiz sınıftan biri olan ‘müellef-i kulûb’tan yani kalbi İslam’a ısındırılmaya çalışılan gruptan biri
ise zekât verilebilir. Bu durumda gayri müslimlere de belli şartlar dahilinde zekat verilebilir.
Ancak zekâtta önceliği Müslümanlara vermek daha doğru bir davranış olacaktır. Görüldüğü
üzere İslam toplumlarında gayrimüslim de olsa fakirler korunup gözetilmiştir. Ayrıca devlet
hazinesinden onlar için belirli bir fonda ayrılmıştır. Zekât usul (baba, anne, dede, nine) ve
fürûa (çocuk ve torun) verilemez. Aynı şekilde kişi zekâtını karısına da veremez. Ebu Ha-
nife’ye göre kadın da zekâtını kocasına veremez. Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve İmam
Şâfiî’ye göre ise, kadının yoksul bulunan kocasına zekât vermesi caizdir. Bunlara ek olarak
37
Hz. Peygamber kendi soyuna verilmesini yasakladığı için zekât Hâşimoğulları’na da (Hz. Ali,
Abbas, Ca‘fer, Akil ve Hâris b. Abdül muttalib soyundan gelenler) verilemez.
38
İslam hukukçularının büyük çoğunluğuna göre cami, okul, yol, köprü, çeşme yapımı gibi
hayır kuruluşlarına zekât verilmez; ölü kefenleri alınmaz ve ölülerin borçları zekâtla öden-
mez. Hayır kurumlarına zekâtın dışında yar dımlar yapılmalı, zekât ise sadece ayette zikre-
dilen sekiz sınıfa verilmelidir. Çünkü İslam dininde imkânı olan Müslümandan sadece zekât
borcunu vermesi değil, bunu da aşarak Allah’ın kendisine verdiği malını hayırlı faaliyetlere
sarfetmesi is tenmektedir. İslam’ı yaymak, korumak, Müs lü man lara düşmanlarından zarar
gelmesini önlemek amacıyla yapılan harcamalar ise zekât yerine geçer.
Zekâtın ödenme zamanı: Fakihler şartları gerçekleşen malda zekâtın derhal (fevrî) yani
sene biter bitmez ödenmesi gerektiğinde görüş birliğine varmışlardır. Çünkü malda gerçek-
leşen zekât borcu, artık kul hakkıdır. Bu borcun ödenmesini -özürsüz olarak- geriye bırakmak
caiz değildir. Öteden beri Müs lü man lar zekât borçlarını rahmet ayı olan ramazan ayında
ödemeyi âdet hâline getirmiş iseler de, zekâtın ödenmesi için tayin edilmiş bir gün veya ay
yoktur. Aslolan, vücûb şartları gerçekleşince
zekâtın ödenmesidir.
Zekâtın ödenme şekli: Zekât bir ibadet
olduğu için, kural olarak doğrudan mükellef
birey tara fından yerine getirilir.
Fa kih le rin çoğunlu ğuna göre, zekât borcu
ancak zekâta tabi olan maldan verilir. Mesela
hay vanlar zekâta tabi ise zekât bu hayvanlar-
dan, toprak ürünleri zekâta tabi ise zekât bu
ürünlerden verilmelidir. Ancak Şâfiîler tica-
ret mallarında kıymetin verilebileceği görü-
şündedirler. Hanefiler’e göre zekât borçları, o
malların kendilerinden verilebileceği gibi kıy-
metleri de verilebilir. Zekat, bireysel ve toplumsal dayanışmayı artırır.
37 Ebu Dâvud, Zekât, 44; Talâk, 19.
38 Buhârî, Zekât, 57; Müslim, Zekât,167; Ebu Dâvûd, Zekât, 29.
71