Page 23 - Fıkıh Okumaları 3. Ünite
P. 23

FIKIH OKUMALARI




               Zekâtın toplumsal ibadet olma yönü ve toplumsal denge ve barışı sağlamadaki rolü dik-
          kate alındığında, kural olarak zekâtın toplan dığı yerden başka bir yere ihtiyaç olmaksızın
          gönderilmesi pek hoş karşılanma mıştır. Hanefiler fakir akrabayı gözetmek, daha muhtaç bir
          kişiye veya kişilere vermek, âlim bir kişiye yahut öğrenciye ulaştırmak gibi amaçlarla zekâtın,
          zekât malının bulunduğu yerden başka bölgelere nakle dilmesini caiz görmüşlerdir. Şâfiîler,
          zekâtın malın bulunduğu yerde dağıtılmasının gerekli olduğunu, ancak o yerde zekâtı alacak
          kimse bulun madığında başka bir yere nakledilebileceğini söylemişlerdir.


               Zekât vermenin adabı: Zekât şehadet ve namazdan sonra İslam binasının üzerine ku-
          rulduğu beş temel esasın üçüncüsüdür. Bu itibarla Müslüman mükellefler bu önemli ibadeti
          usul ve adabına uyarak en iyi ve en güzel bir şekilde yapmalıdırlar.

                                                                               Müslüman,  zekâtını  sade-
                                                                           ce  Allah’ın  rızasına  kavuşmak
                                                                           için  vermeli,  bu  farizayı  “başa
                                                                           kakmadan”  ve  “eza  vermeden”
                                                                           yerine  getirmelidir.  Yüce  Allah
                                                                           sırf kendi rızası için yapılan har-
                                                                           camaları  kat  kat  mükâfatlan-
                                                                           dıracağını,  malını  gösteriş  için
                                                                           sarfedenlerin  bu  ödemelerinin
                                                                           boşa gideceğini bildir mektedir.
                                                                                                              39
                                                                           Zekâtı, temiz ve helal kazancın-
                                                                           dan vermeli, eğer zekâtını ayni,
                                                                           yani  mal  olarak  veriyorsa,  bu
                                                                           malın iyi cinsten olmasına özen
                                                                           göstermeli, kendisine verilmesi-
                                                                           ni istemediği malları başkalarına
                   Zekâtın, gösterişten uzak ve  gizlice verilmesi daha iyidir.
                                                                          zekât olarak vermemelidir. Ayrıca
                                                                          sadakaların  en  sevilen  maldan
          verilmesinin daha faziletli olduğu unutulmamalıdır.  Hanefiler’e göre zekâtın, alan kişinin
                                                                    40
          onuru zedelenmemesi ve gösteriş şai besinden uzak olması için gizlice verilmesi daha iyidir.
          Şâfiîlere göre ise insanları bu ibadeti yapmaya teşvik etmek için zekâtın açıkça verilmesi
          daha  faziletlidir.

          2.3. Sadaka Çeşitleri


               Sadaka  kelimesi;  “doğru  söylemek,  sözünü  tutmak”  anlamında  sıdk  kökünden  gelir.
          Kur’an  ve  Sünnet’te  zekât  anlamında  da  kullanılmış  olan  sadaka  kavramı,  daha  sonraki
          devirlerde Allah rızası gözetilerek yapılan bütün gönüllü mali ödemeler için kullanılmaya
          başlanmış tır. Sadaka, yükümlünün durumuna göre farz, vacib veya nafile hükmünde olur.


               Sadakanın farz olan kısmı zekâttan ibarettir. Fıtır sadakası ise vacib hükmünde bir sada-
          ka türüdür. Buna kısaca, “fitre” denir ki zekat ve fitre, miktarları belirli bulunan sadakalardır.
          Birincisinde nisaba malik olduktan sonra bir yıl geçmesi, ikincisinde ise, sadece nisaba malik
          olmak şarttır.

          39 Bakara suresi, 261-265. ayet.
          40 bk. Bakara suresi, 267; Âl-i İmrân suresi, 92. ayet.
                                                           72
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28