Page 22 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. Ünite
P. 22
İSLAM VE BİLİM 1. Ünite
BİLİYOR MUSUNUZ?
Ruh ve sinir hastalarının musiki ile tedavi edilmesine müzikoterapi denir. Tarihî bilgilerimize
göre ruh ve sinir hastalarının müzik yoluyla tedavi edilmesi meşhur filozof el-Kindî’ye
(ö.866) kadar ulaşır. Yakın zamana kadar Avrupa’da ruh ve sinir hastalarının tedavi edilmek
yerine yakıldığı hatırlandığında Müslümanların bu alanda çok önde oldukları görülür.
(Mehmet Bayrakdar, İslam’da Bilim ve Teknoloji Tarihi, s.300.)
İslam’da ilk hastane 707 yılında Emevi Halifesi Velid b. Abdülmelik tarafından kurulmuştur.
Halife Mütevekkil’in vezirlerinden Türk asıllı Feth b. Hakan tarafından 861’de Mısır’ın Fustat
şehrinde ve Bağdat’ın Harbiye semtinde açılan şifahanelerden sonra hastanelerin sayısının
arttığı görülmektedir. Daha sonra İslam dünyasının tüm ülkelerinde ve Endülüs Emevi Devleti
tarafından İspanya’da şifahaneler ve akıl hastalarının tedavileri için müstakil hastaneler
açılmıştır.
Bazı kaynaklarda belirtildiğine göre ilk Büyük Selçuklu hastanesi ve tıp medresesi
Sultan Alparslan’ın veziri Nizâmülmülk tarafından Nişabur’da kurulmuştur. Akıl hastaları ve
cüzzamlı hastalar için ise tekkelerde tedavi amaçlı şifahanelerin açıldığı görülmektedir. Türkiye
Selçukluları Dönemi'nde tıp eğitiminin verildiği önemli müesseselerden biri de Gevher Nesibe
Darü’ş-şifasıdır. Bu hastane içinde medrese de bulunan bir külliye şeklinde olup 1204 yılında
Türkiye Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kız kardeşi Gevher Nesibe
Hatun'un vasiyeti üzerine Kayseri'de yaptırılmıştır. Yine Anadolu’da günümüze kadar ulaşan
en eski şifahanelerden biri de Mengücekler Dönemi'nden kalma Divriği Ulu Cami ve Daru’ş-
şifa’sıdır.
Yıldırım Bayezid zamanında sadece Bursa’da sekiz tane şifahane olduğu tarihî
kaynaklardan anlaşılmaktadır. Yine 1587 yılında İstanbul’da yüz on tane şifahanenin olduğu
Avrupalı seyyahların hatıratında yer almaktadır. 54
12.1.21. Gevher Nesibe Darü’ş-şifası/Kayseri
54 Arslan Terzioğlu, "Bîmâristan", TDV İslam Ansiklopedisi, C 6, s. 163-178.
31