Page 18 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. Ünite
P. 18
İSLAM VE BİLİM 1. Ünite
camiler dışında yeni müesseselere ihtiyaç
duyuldu. Nişabur’da daru’l-hadis adıyla ha-
dis medreseleri kurulmuştur. Ancak müstakil
bir öğretim müessesesi olarak daru’l-hadis-
ler ilk defa Şam’da inşa edilmiştir. Kurucusu
olan Atabeg Nureddin Zengi’ye (ö.1211) nis-
petle “Daru'l-hadisi’n-Nuriyye” diye adlan-
dırılmıştır. Daha sonra Mısır, Kudüs ve Suri-
ye’de daru’l-hadis medreseleri kurulmaya
devam etmiştir.
40
İslam dünyasında yayılmaya başlayan
daru’l-hadis medreseleri, Anadolu Selçuklu
Devleti zamanında da hızlı bir şekilde inşa
edilmeye başlandı. Anadolu’da ilk olarak
inşa edilen Çankırı Daru’l-hadis'i olmuştur.
Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi'nde inşa
edilen ikinci daru’l-hadis Sivas Gök Medre-
se Daru’l-hadisidir. Daha sonra Konya’da 12.1.17. Gök Medrese (Daru’l-hadis)/Sivas
41
İnce Minareli Medrese, Erzurum Ahmediye Medreseleri yapılmıştır. Osmanlılar zamanında ilk
olarak İznik’te yapılan daru’l-hadis kurumları; Bursa, İstanbul, Tokat, Amasya ve diğer illerle
devam etmiştir. Bu kurumlar, halkın eğitilmesinde, birlik ve beraberliğin sağlanmasında önemli
hizmetler vermiştir.
42
Beytü’l-hikme
Beytü’l-hikme, İslam medeniyetinde yüksek seviyede ilmî araştırmalar ve tercüme
faaliyetlerinin yapıldığı eğitim kurumlarıdır. Fiili anlamda beytü'l-hikmenin kurucusu Abbasi
43
halifesi Me'mun olmakla birlikte fikir ve ilk teşebbüs örneği Mansur zamanına kadar gider.
44
Yunanca eserlerin Arapçaya tercüme edilmesi ile ilgili ilk geniş çaplı çalışmalar beytü’l-
hikmede gerçekleştirildi. Beytü’l-hikme zamanla Orta Çağ’ın ilimler akademisi kimliğine
kavuştu. Burada her türlü dinî ilimler, sosyal bilimler ve fen bilimleri okutuluyordu. Fıkıhtan
felsefeye, matematikten astronomiye kadar farklı dersler vardı. Bu bilim kuruluşunun bir
rasathanesi, bir de büyük kütüphanesi vardı. Beytü’l-hikmede Aristo, Eflatun, Hipokrat, Öklit,
Arşimet ve Calinus gibi önde gelen Yunan düşünürlerin yanında Farslı ve Hintli yazarların
kitapları da Arapçaya tercüme edilmiştir.
45
Gerek Abbasi Devleti içindeki kilise okullarından, gerekse komşu ülkelerden ve
Kıbrıs’tan getirtilen kitaplarla beytü’l-hikme Orta Çağ’ın en zengin kütüphanesi ve yoğun ilmî
araştırmaların merkezi hâline geldi. İlk dönemlerde bir tercüme bürosu ve bir kütüphane olarak
kurulan beytü’l-hikme giderek fiziki ve fonksiyonel açıdan genişlemiş, özellikle pozitif ilimlerin
40 Nebi Bozkurt, “Daru’l-hadis”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 8, s. 527-529.
41 bk. Sami Şahin, “Sivas Gök Medrese (Sahibiye Medresesi) ve Kitabelerindeki Rivayetlerin Hadis Değeri”, CÜİF Dergisi, C
X/1, s. 145-163.
42 Ali Yardım, “Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar’da Daru’l-hadis”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 8, s. 529-532.
43 İsmail Yakıt; Necdet Durak, İslam’da Bilim Tarihi, s. 69.
44 Mahmut Kaya, “Beytü’l-hikme”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 6, s. 89.
45 Corci Zeydan, İslam Uygarlıkları Tarihi, C 2, s. 92-101.
27