Page 12 - 10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5. Ünite
P. 12
Eşarilik, Ebû’l-Hasen el-Eşarî’nin görüşleri çevresinde şekillenmiş olan bir yorum biçimi-
dir. Ebû’l-Hasen el-Eşarî, 873 yılında Basra’da doğmuş, 936 yılında Bağdat’ta vefat etmiş-
tir. 40 yaşına kadar Mutezile’nin görüşlerini savunmuştur. Hayatının sonraki kısmında ise
Mutezile’nin görüşlerine açıkça karşı çıkmış, hadis ve sünneti merkeze alan bir yaklaşımı
benimsemiştir.
Eşarilik, akılcı bakış açısına sahip olan ve
bunu gereğinden fazla ön plana çıkaran Mu-
tezile ekolüne bir tepki olarak varlığını de-
vam ettirmiştir.
Eşarilik’e göre Allah’ın (c.c.) ahirette mü-
minler tarafından görülmesi mümkündür ve
görülecektir. İyi ve kötü, güzel ve çirkin akıl
ile değil ancak vahiy yoluyla bilinebilir. Büyük
günah işleyen dinden çıkmaz. Günahı karşılı-
ğında cehennemde kalır sonra cennete gider Görsel 5.5: Eşarilik başta Irak ve Suriye olmak üzere,
Hicaz, Horasan, Mısır ve Kuzey Afrika’da yaygınlaşmıştır.
veya Allah (c.c.) isterse onu affeder.
Bilgi Kutusu
“Sana biat edenler ancak Allah’a (c.c.) biat etmiş olurlar. Allah’ın (c.c.) eli on-
ların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur.
Allah’a (c.c.) verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükafat verecektir.”
(Fetih suresi, 10. ayet.)
İmam Maturidi ayette geçen Allah’ın (c.c.) eli ifadesinin mecaz olarak kullanıldığını
ve bu kelimenin Allah’ın (c.c.) inananları koruması anlamına geldiğini söylemek-
tedir. İmam Eş’âri ise Allah’ın eli ifadesinin gerçek anlamda kullanıldığını fakat Al-
lah’ın (c.c.) elinin nasıl olduğu ile ilgili bir bilginin olmadığını söylemiştir.
Şia
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’yi (r.a.) ve ehl-i beytini halifeliğe (imamet)
en layık kişi olarak gören ve onu meşru halife kabul eden; ondan sonraki halifelerin de
onun soyundan gelmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adıdır. 13
Şiiler, imamet konusunu inanç esaslarından biri olarak kabul ederler. Onlara göre Hz.
Ali’nin (r.a.) imameti hem ayetlerle hem de Hz. Peygamber’in vasiyetiyle sabit olmuştur.
Dolayısıyla Hz. Ali’den (r.a.) önce hilafet makamına gelenlerin yönetimleri meşru değildir.
Tarih içinde gelişerek itikadi, siyasi ve fıkhi konularda kendine özgü fikirleriyle bağımsız
bir ekol olarak varlığını sürdürmüştür. 14
Şia düşüncesine göre Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber’den sonra insanların en üstünüdür. Baş-
ta Hz. Ali (r.a.) olmak üzere çocukları da imamete en layık olanlardır. Hz. Peygamber sağ-
lığında Veda Haccı’ndan dönerken Gadîr-i Hum denen mevkide Hz. Ali’yi (r.a.) kendisinden
sonra halife tayin etmiştir. Çünkü halife tayini ümmetin istek ve seçimine bırakılacak ka-
dar küçük işlerden değildir. Buna göre on iki imam, masum yani günahsızdır. Bu imamların
sonuncusu olan Muhammed Mehdi’nin bir gün dünyaya döneceğine inanılır.
15
13 Ethem Ruhi Fığlalı, Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, s. 133.
14 bk. Mustafa Öz, “Şîa”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 39, s. 111.
15 bk. İlyas Üzüm, “Şîa”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 39, s. 117.
123