Page 22 - 10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3. Ünite
P. 22
için her insana bu hususta uyması gereken bazı kurallar koymuştur. Haklar ve özgürlükler,
insanların bir arada yaşayabilmeleri bakımından herkesin karşılıklı olarak gözetmesi gere-
ken bir alandır. Hukuk, bu alanın kurallarını ifade eder.
İlkeler Çıkaralım
Peygamberimizin Veda Hutbesi’ni inceleyerek evrensel insan hakları ve sosyal
adaletle ilgili ilkeler çıkarınız.
Özgürlük; insanın serbest olması, tercihte bulunup karar verebilmesi ve isteklerini gerçekleş-
tirebilme imkânına sahip olması anlamına gelir. Ancak özgürlüğün sınırsızlık olarak algılanma-
ması gerekir. Hakların ve özgürlüklerin çerçevesini belirlemede en önemli sınır, sorumluluklar
ve diğer insanların haklarına ve özgürlüklerine gösterilecek saygıdır.
İslam düşüncesine göre, zengin fakir, genç ihtiyar, güzel çirkin, engelli engelsiz, beyaz
siyah her statü ve meslekteki insan eşittir.
Dünyadaki makamlar, mevkiler geçici olup,
üstünlük sebebi değildir. Hz. Peygamber
86
de herkesin Hz. Adem’in (a.s.) çocukları
olduğunu Hz. Adem’in (a.s.) de topraktan
87
yaratıldığını ifade etmiştir. Fakat ilim ve
fazilet açısından insanlar arasında farklar
vardır. Bu hususla ilgili olan bazı ayetlerin
meali şöyledir: “... Hiç bilenlerle bilme- Görsel 3.26: İslam’da üstünlük güç esasına dayanmaz.
yenler bir olur mu?...” , “... Allah sizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin
88
derecelerini yükseltir.” Hz. Peygamber de: “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza
89
değil kalplerinize ve amellerinize bakar.” buyurmuştur.
90
Düşünelim-Konuşalım
Bir gün Mekke’nin ileri gelenleri, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanında fakir insanların
toplandıklarını görünce, O’nunla konuşmaya tenezzül etmemişler, “Bunlar
kim oluyorlar ki biz gelip bunlarla beraber oturalım, bunların yanında seninle
konuşalım? Biz geldiğimiz zaman, sen bunları yanından çıkar. O zaman gelip seninle
konuşuruz” demişler. Hz. Muhammed (s.a.v.), bunların Müslüman olmalarını çok
arzu ettiğinden dolayı bir ara bu teklife gönlü yatar gibi olmuş, onlar geldiği zaman,
fakir Müslümanları yanından çıkarmayı düşünmüştür. Fakat insanlar arasında
ayırımın yapılmasına, fakirlerin hor görülmelerine razı olmayan Yüce Allah, Hz.
Muhammed’i (s.a.v.) şu ayetle uyarmıştır: “Rabbinin rızasını isteyerek sabah
akşam O’na yalvaranları (o zayıf müminleri) kovma! (O kâfirler ister inansınlar ister
inanmasınlar) Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara
herhangi bir sorumluluk yoktur. Zira senin onları yanından kovman, zalimlerden
yana olmana sebep olur.”
(Hayreddin Karaman; Mustafa Çağrıcı; İbrahim Kafi Dönmez; Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu, C 2,
s. 409-410.)
Yukarıdaki metinden hareketle İslam’ın, “insan ayrımına karşı” bakışını
yorumlayınız.
86 bk. İsrâ suresi, 21. ayet.
87 bk. Tirmizî, Menâkıb, 74.
88 Zümer suresi, 9. ayet.
89 Mücâdele suresi, 11. ayet.
90 Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 2, s. 285.
79