Page 11 - İslam Tarihi 6. Ünite
P. 11
6. Ünite
6. Ünite
İslam’ın Afrika’da yayılmaya başladığı 7. asırdan itibaren Müslüman Araplar birçok bölgede kısa
zamanda hâkimiyet tesis etmişlerdi. Osmanlı Devleti 16. ve 20. yüzyıl arasında bugünkü Fas Devleti’n-
den kıtanın güneydoğusundaki Somali’ye kadar günümüzde mevcut on üç devletin topraklarını hâki-
miyeti altına aldı. Zamanla buralara yerleşen Türk aileler güçlü eyalet düzeni içerisinde yarı bağımsız
bir devlet gibi hüküm sürdüler. Kuzey Afrika sahille-
rini Avrupalılar ele geçirmeye başlayınca Müslüman
halk Osmanlı Devleti’nden yardım istedi. Türk deniz-
cileri sayesinde Kuzey Afrika sahillerinin birer birer HÂŞİYE
Osmanlı eyaletlerine dönüşmesi sağlandı. 16. asırda
Afrika’daki Müslümanların tamamına yakını Osmanlı
Devleti’nin hâkimiyetine girmiş oldu. 13 II. Mahmud’un emriyle Mescid-i Nebi’de
4.4. Osmanlıların Kutsal Topraklara Hizmetleri tamirat ve düzenlemeler için hazırlıklar
Yıldırım Bayezid’den itibaren Mekke ve Medine başladı. Sultan Kayıtbay tarafından hüc-
halkına her yıl yardımlar gönderen Osmanlı padi- re-i saâdetin üzerine yaptırılan ve “kub-
şahları Yavuz Sultan Selim’in Hicaz bölgesini Osmanlı betü’l-hücre” veya “Kubbetü’n-nûr” diye
topraklarına katmasından sonra kendilerini Mekke anılan kubbenin yerine taştan yeni bir
ve Medine’nin hizmetkârı ve koruyucusu görmüşler- kubbe yapıldı, üstü de kurşunla kaplanarak
dir. Bu tarihten itibaren “Hâdimü’l-Haremeyn” un- yeşile boyandı. Günümüze kadar gelen ve
vanını kullanan padişahlar bölgenin ihtiyaçlarını kar-
şılamak için hazineden Mekke ve Medine için özel Mescid-i Nebi’nin simgesi olan bu kubbe
bütçe ayırmışlardır. renginden dolayı “Kubbetü’l-Hadrâ” adıyla
Osmanlı padişahları hac zamanı geldiğinde Mek- anılmaktadır.
ke ve Medine halkına dağıtılmak üzere “surre” adı (Mustafa Sabri Küçükaşcı, Nebi Bozkurt,
verilen para, altın ve değerli hediyeler gönderirlerdi.
I. Dünya Savaşı’nın zorlu koşullarında dahi Osmanlı- “Medine” , DİA, C 29, s. 284.)
lar Hicaz’a surre alayı tertip etmekten geri kalmamış-
lardır. Kâbe örtüsünün her yıl değiştirilmesi de padi-
şahların Haremeyn sorumlulukları arasında sayılırdı.
III. Ahmet zamanından itibaren İstanbul’da dokun-
maya başlanan Kâbe örtüsü yenisiyle değiştirilmek
üzere surre alayı ile yollanmıştır. 14
Osmanlı sınırları içinde yer alan kutsal topraklar-
da hastane, medrese, sebil, su kuyusu gibi imar faali-
yetlerini yürüten birçok vakıf kurulmuştur. Yol güzer-
gâhlarının bakımı, onarımı, emniyetinin sağlanması
ve hacıların ziyaretini kolaylaştırmanın yanı sıra bu-
rada yaşayan fakirler, görevliler, seyyit ve şerifleri
gözeten vakıflar da kurulmuştur. Burada yaşayanla-
rın ihtiyaçlarının büyük bir kısmı devlet hazinesi ya
da vakıflar aracılığıyla karşılandığı gibi Haremeyn’de
oturanlardan vergi de alınmamıştır. 15
Kurulduğu yıllardan itibaren kutsal topraklara Görsel 6.4
ayrı bir önem veren Osmanlı Devleti bölgenin ima- Mescid-i Nebi’deki Osmanlı izi: Kubbetü’l-Hadrâ
rı için hiç bir fedakârlıktan kaçınmamıştır. Osmanlı
sultanlarının Haremeyn bölgesinde yaptığı düzenlemelerin merkezinde Mescid-i Haram ve Mescid-i
Nebi yer almıştır. Osmanlı padişahları Mescid-i Haram’a yedinci minareyi ekletmiş, kıymetli kandil-
ler ile aydınlatılan mescidin zeminini yenilemiş, Kâbe ve bazı minareleri tamir ettirmiştir. Yine metaf
alanının çevresinde kubbe ve revaklar yapılmıştır. Kâbe’de bulunan “altın oluk” bir Osmanlı hatıra-
sı olarak günümüze erişmiştir. Kanuni zamanında mescidin yanı başına medreseler inşa edilmiştir.
13 bk. Ahmet Kavas, “Afrika’da Türklerin Hâkimiyeti ve Kurdukları Devletler”, Türkler Ansiklopedisi, C 9, s. 575-580.
14 Münir Atalar, Osmanlı Devleti’nde Surre-i Hümâyun ve Surre Alayları, s. 119-124; Ş. Tufan Buzpınar, “Surre”, DİA, C 37,
s. 567-569.
15 Ş. Tufan Buzpınar, Mustafa Sabri Küçükaşcı, “Haremeyn”, DİA, C 16, s. 153-154.
111