Page 6 - İslam Tarihi 5. Ünite
P. 6

Abbasi idarecileri yaptıkları konuşmalarında Kur’an ve sünnete vurgu yapan ifadeler kullanmışlar-
          dır. Ebu Müslim’in Merv halkından aldığı biatte “Allah’ın kitabına, resulünün sünnetine uymak, Resu-
          lullah’ın ehl-i beytine razı olmak” ifadeleri kullanılmıştır.  Kûfe’de devlet ilan edildiğinde halka hitap
                                                             10
          eden Davud b. Ali de “… Sizleri Allah’ın indirdiği hükümlerle idare etmek, içinizde Allah’ın kitabıyla
          amel etmek, sizden ileri gelenler ve diğer kesimler için Resulullah’ın takip ettiği siyaseti takip etmek
          bizim zorunlu görevimizdir…”  şeklinde konuşmuştur.
                                    11
             Abbasilerin ilk dönem halifeleri sünnetin dışına çıkan bidat ehline karşı ehl-i sünnetin koruyucu-
          luğunu üstlenmiştir. Âlimlere hürmet gösteren halifeler onları dinî otoritenin kaynağı olarak kabul
          etmişlerdir. Bu anlayış Me’mun’a kadar bu şekilde sürmüş ancak onun aldığı yeni kararlarla Abbasi
          din politikası farklı bir yola girmiştir. Dinî otoritenin halife olduğunu savunan Me’mun kendisini Al-
          lah (c.c.)  tarafından gönderilmiş bir rehber olarak tanımlamıştır. Siyasi bir kararla Mutezile’yi devle-
          tin resmî mezhebi ilan etmiş, kelamî bir tartışma olan “halku’l-Kur’an” meselesinde Mutezile’nin
          Kur’an’ın yaratılmış olduğu yönündeki görüşünü bir inanç esası olarak benimsetmeye çalışmıştır.
          Buna karşı çıkanlar için mahkemeler kurmuş, Ahmed b. Hanbel’in de aralarında olduğu pek çok âlimi
          sorgulayarak Kur’an’ın mahlûk olduğu görüşünü kabul etmeye zorlamıştır.
                                                                             12
             Mu’tasım ve Vâsık dönemlerinde Me’mun’un anlayışı devam ettirilmiş, sorgulamalar zaman za-
          man baskı ve şiddete dönüşmüştür. Mutezilî düşünceyi esas alan anlayışı değiştiren ise Halife Mü-
                                                             tevekkil  olmuştur.  İman  esasları  ile  ilgili
                                                             tartışmaları yasaklayan Mütevekkil, sünne-
                                                             tin yaygınlaştırılması ve hadis rivayetlerine
                                  TEFEKKÜR                   önem verilmesini devletin din politikası ola-
                                                             rak belirlemiştir.
                                                               Abbasiler özellikle ilk dönemlerinde Müs-
                                                             lüman kisvesi altında birtakım sapık inançlar
               “Me’mun’a  göre  Kur’an’ın  yaratılmış  olduğuna   taşıyan  ve  zındık  diye  isimlendirilen  kimse-
               inanmak Allah’ın tevhidi ile ilgili olduğu için bir   lerle  mücadele  hâlinde  olmuşlardır.  Zındık-
               ‘iman’ meselesidir. Kendisi de halkı doğru yola   lık, İslam için bir tehdit olarak görüldüğü gibi
                                                             devlet  otoritesine  karşı  bir  başkaldırı  kabul
               ulaştırmak için Allah tarafından görevlendirilmiş   edilmiş  ve  bunlara  oldukça  sert  bir  şekilde
               olduğuna  inandığından  bunu  devlet  politikası   müdahale edilmiştir.
               hâline getirmiştir.”                            Abbasiler, zimmî olarak adlandırılan gayr-i
                            (Nahide Bozkurt, Abbâsîler, s. 68.)  müslim halka karşı genellikle hukuki çerçeve

               Metinden hareketle Me’mun, Mu’tasım ve        dâhilinde muamele etmiştir. Cizye karşılığın-
               Vâsık dönemlerinde etkili olan uygulamaları   da devletin koruması altına alınan zimmîler
                                                             inançlarını özgürce yaşamışlardır. Ancak Ya-
               yorumlayınız.                                 hudi ve Hıristiyanların Müslümanlar gibi gi-
                                                             yinmelerini  yasaklayıp  mabetlerini  yıktıran
                                                             halifeler de olmuştur.
                                                                                13
                                                               4. İç Sorunlar
                                                               Abbasi Devleti özellikle kuruluş ve yükse-
          liş dönemlerinde siyasi, ekonomik ve dinî sebeplerle ortaya çıkan birçok sorunla karşılaşmıştır. Halife
          Ebu’l-Abbas’ın Emevi ailesini ortadan kaldırma yoluna gitmesi daha ilk yıllarda isyanların çıkmasına
          sebep olmuştur. Bunun yanında kuruluş aşamasında bazı vali ve komutanların isyanı da devleti uzun
          süre meşgul etmiştir. Diğer yandan Abbasi ihtilaline destek veren gruplar da yeni kurulan devletten
          beklentileri karşılanmayınca isyan bayrağı açmışlardır.
             Ebu’l-Abbas’ın vefatından hemen sonra hanedan üyeleri arasında iktidar mücadelesi başlamıştır.
          Mansur’un halife olması üzerine Suriye Valisi olan amcası Abdullah b. Ali hilafetin kendi hakkı olduğu
          iddiasıyla isyan etmiştir. Bu isyan, Abbasi ihtilalinin başarıya ulaşmasında önemli rolü olan Horasan
          Valisi Ebu Müslim tarafından bastırılarak önemli bir iç sorun büyümeden ortadan kaldırılmıştır. Ha-
          nedan üyeleri arasında gerçekleşen mücadelelerden birisi de Emin ve Me’mun arasında yaşanmıştır.
          10  Taberî, Tarih, C 7, s. 380.
          11  Taberî, Tarih, C 7, s. 427.
          12  bk. Nahide Bozkurt, Abbâsîler, s. 62-76.
          13  bk. Nahide Bozkurt, Abbâsîler, s. 89-90.




                90
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11