Page 5 - İslam Tarihi 5. Ünite
P. 5
5. Ünite
5. Ünite
etkinliğinin artmasına vesile olmuşlardır. İhtilal sürecinin en etkili isimlerinden olan Ebu Müslim’in iktidarla
birlikte nüfuz ve güç elde etmesi mevalinin konumunu daha da güçlendirmiştir. Ancak Ebu Müslim’in mev-
cut pozisyonundan rahatsız olan Mansur, onun devlet üzerindeki siyasi etkisini azaltmak için daha sonra
öldürülmesini emretmiştir. 7
Mansur’un Ebu Müslim’i ortadan kaldırmasına rağ-
men ihtilal sürecinde Ebu Müslim’e yardım eden Ber-
mekî ailesi ile Abbasi Devleti’nde İran etkisi daha uzun HÂŞİYE
bir süre devam etmiştir. Belh’deki Nevbahar Budist
Mabedi’nin rahipleri olarak tanınan aile, İslam’a girdik-
ten sonra aktif olarak Abbasi ihtilal hareketine katılmış,
gerek Seffah gerekse Mansur zamanında devlet yöne- Bermekî ailesi, devlet ve halife üzerinde
timinde etkinliğini sürdürmüştür. Bermekî ailesi ihdas nüfuzlarının gittikçe artması, zenginlikleri-
edilen vezirlik makamının yegâne sahibi olarak zaman nin herkesi kıskandıracak seviyeye gelmesi
içerisinde daha da etkili bir konuma yükselmiştir. Bu ve Arap milliyetçilerinin halife üzerinde te-
durumdan endişe duyan Harun Reşid, siyasi ve kültürel sirli olması gibi sebepler yüzünden bertaraf
alanlardaki başarılarına rağmen Bermekî ailesini daha edilmiştir. Bu olay halifenin öfkeyle verdiği
sonra tasfiye etmiştir. 8 bir karar neticesi alınmamıştır. Zira Halife
Ebu Müslim hadisesi, Bermekîlerin ortadan kaldırıl-
ması ve Emin ile Me’mun arasındaki iktidar mücadele- Harun Reşid kendi ifadesiyle “gökyüzünde iki
sinde yaşananlar Abbasiler nezdinde gerek Arap gerek- güneş” istemiyordu.
se Farisîlere karşı güvenin azalmasına sebep olmuştur. (Hakkı Dursun Yıldız, “Bermekîler” , DİA,
Özellikle Emin ve Me’mun’un mücadelesinde Fazl b. C 5, s. 520.)
Rebi ile Fazl b. Sehl şahsında tezahür eden Arap-Fars
kavgası devlete zarar verecek boyutlara ulaşmıştı. Bu
sebeple Me’mun, Arap ve Farslılar arasında denge ola-
bilecek, iktidarına da destek sağlayabilecek üçüncü bir
etnik grup olarak Türkleri devlet idaresine dâhil etmiştir.
Me’mun’un hilafetinin son yıllarında orduya alınan ve askerî kabiliyetleri ile öne çıkan Türkler, siyasi olay-
lara müdahil olarak Mu’tasım’ın halife seçilmesine etki etmişlerdir. Halife Mu’tasım’ın Abbasi Devleti’nin
merkezini terk ederek Sâmerrâ şehrini inşa etmesi ve Türkleri oraya yerleştirmesi neticesinde Türk nüfuzu
idarede daha da ağırlık kazanmaya başlamıştır. Sâmerrâ Dönemi olarak adlandırılan süreçte Türk askerî
bürokrasisi hâkimiyet elde etmiş, siyasette belirleyici
konuma yükselmiştir. Ancak Mütevekkil’in takip ettiği
Türk karşıtı siyaset, Türk komutanlar ile diğer Abbasi
halifeleri arasında devam eden mücadele zamanla bu
gücü azaltmış, Abbasi idaresinde Türklerin yavaş yavaş
nüfuz kaybetmesine ve devlet siyasetinde etkinliğinin
bitmesine sebep olmuştur. 9
3. Abbasilerin Din Politikası
Abbasiler Emevilere karşı yürüttükleri isyan hare-
ketinde dini merkeze alan bir politika takip etmiştir.
Emevi halifelerinin dinî açıdan meşru olmadığı ve hila-
fetin peygamber ailesine ait olduğu yönündeki iddialar
Abbasi hareketinin temelini oluşturmuştur. Propagan-
da çalışmaları için on iki nakîb ve yetmiş dâî şeklindeki
örgütlenmelerini dahi Kur’an ve sünnete dayandırma-
ları Abbasilerin din merkezli politikalarına işaret etmesi
bakımından dikkat çekicidir. Abbasi davetinin başarılı
aktörlerinden olan Hidaş’ın Kur’an ve sünnete aykırı fi- Görsel 5.2
kirlerinden dolayı saf dışı bırakılması da Abbasilerin bu Sâmerrâ Ulucamii
husustaki hassasiyetini göstermektedir.
7 Hakkı Dursun Yıldız, “Abbâsîler”, DİA, C 1, s. 34.
8 Nahide Bozkurt, Abbâsîler, s. 53-55.
9 bk. Âdem Apak, Ana Hatlarıyla İslâm Tarihi, C 4, s. 258-285.
89